17. Hukuk Dairesi 2014/24286 E. , 2017/4299 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, müvekkillerin oğlu Abdullah Şahin"in davalıya trafik sigortalı aracı sevk ve idare ederken 12/08/2011 tarihinde meydana gelen çift taraflı ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasında vefat ettiğini, her ne kadar aracın işleteni aynı zamanda müvekkil Emrul olsa da dava ölenin salt mirasçısı sıfatı ile değil destekten yoksun kalan kişi sıfatı açıldığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500.00 TL davacı ... için 500.00 TL davacı ... için olmak üzere toplam 1.000,00 TL destek tazminatının kaza tarihi olan 12/08/2011 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslahla talebini yükseltmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile; davacı ... için 500.00 TL"nin dava tarihinden 21.501,11 TL"nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı ... için 500.00 TL"nin dava tarihinden 22.503,23 TL"nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A-1. maddesindeki, “Sigortacı, bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde düzenlemesi karşısında, araç işleteni olan (sigortalı) davacı ..."in, kendisinin üçüncü kişilere karşı hukuki sorumluluğunu teminat altına alan davalı ... şirketinden tazminat talep edemeyeceği gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-)Davalı vekilinin davacı ... lehine hükmedilen tazminata dair temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bir aylık asgari ücretin 30"a bölünmesi suretiyle asgari ücretin günlük net miktarı bulunmuş, bu rakamın da 365 ile çarpılması suretiyle yıllık gelir bulunmuş ve bu rakam üzerinden hesaplama yapılmıştır. Oysa malum olunduğu üzere, bir aylık asgari ücretin miktarı ayın kaç gün çektiğine göre değişmemekte olup, 28 gün çeken ayda da 31 gün çeken ayda da çalışana aynı miktarda aylık ödeme yapılmakta, ancak çalışmanın bir ayın altında kalması halinde günlük ücretin bulunması suretiyle hesaplama yapılması gerekmektedir. Hal böyle iken bilirkişi tarafından her yıl için fazladan hesaplama yapılmış olması doğru da görülmemiş, bozma sebebi yapılmıştır.
b)Muris Abdullah kaza tarihinde 18 yaşında olup hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda 18 yaşından itibaren davacı annesi Hayri’ye ye 23 yıl 4 ay 11 gün süreyle destek olacağı kabul edilmiş ise de, adı geçen murisin askerlik çağına geldiğinde askerlik vazifesinin de zorunlu olduğu gözetilerek askere gideceği ve ayrıca askerlik dönüşü belli bir süre sonra iş bularak çalışmaya başlayabileceği,
dolayısıyla bu dönemlerde gelir elde edemeyeceği hususlarının göz önünde bulundurulması gerekirken, bilirkişi raporunda bu yönde herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez. Bu durumda mahkemece belirtilen hususlarda aynı hesap bilirkişisinden ek rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20/04/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.