11. Hukuk Dairesi 2020/5086 E. , 2021/5695 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 07.11.2019 tarih ve 2019/494-2019/346 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında satın alma sözleşmesine dayalı ticari ilişki olduğunu, bu ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan 5.385,43 TL alacağının bulunduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla davacı tarafından davalıya yönelik ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalının bu takibe itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek, takibe yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile arasındaki satın alma sözleşmesinde davalı şirketin kaşesinin ve herhangi bir yetkiliye ait imzasının olmadığını, davacının büyük bir şirket olduğunu ve maktu sözleşmeleri davalıya dikte ettiğini, davacının alacağını ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, taraflar arasında satın alma sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşme uyarınca alacak/borç ilişkisinin kurulduğu, ticari defterler üzerinde yapılan incelemede, tarafların hesap ekstralarındaki kayıtların düzensiz olduğu, lehlerine kayıt yapan şirketlerin kayıt yaptıkları alacaklar ile ilgili ispat külfetini yerine getirmelerinin gerektiği, taraf defterlerinde yer almayan ve 2008 yılı öncesine ait ispat edilemeyen alacakların hesaplamada dikkate alınamayacağı, davacının ispat edemediği işlemlerin 07.01.2010 takip tarihi öncesindeki tutarının 9.808,84 TL olduğu, takip tarihi itibariyle davacının defterinde kayıtlı olan 18.835,94 TL"den mahsubu ile alacağının 9.027,10 TL olarak tespit edildiğinin anlaşıldığı, ancak davacı tarafından davanın 5.385,43TL üzerinden açıldığı, davacının ıslah dilekçesi vermiş olduğu, ancak ıslah tarihi itibarıyla 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşıldığı, bu nedenle ıslahın dikkate alınamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın 5.385,43 TL üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine, icra inkar tazminatı talebi yönünden bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği anlaşıldığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 221,47 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 23.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.