5. Hukuk Dairesi 2020/6680 E. , 2021/1512 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında asıl ve birleştirilen davaların kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 20/02/2020 gün ve 2019/8471 Esas - 2020/3018 Karar sayılı ilama karşı davacılar vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin dava ve birleştirilen davada, mahkemece bozma ilamına uyularak verilen karar; taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş, bu karara davacılar vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre davacılar vekilinin sair karar düzeltme istekleri H.U.M.K."un 440.maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından yerinde değildir. Şöyle ki;
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 E- 1959/5K sayılı kararı ve 22.07.2020 tarihli 7251 sayılı Yasanın 18. maddesi ile HMK‘nun 177. maddesine eklenen 2. fıkrasında “ Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” şeklinde yapılan düzenleme dikkate alındığında ıslah yönünden bir usulsüzlük bulunmadığı ve ıslahın kabulü gerektiği bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından,
Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 20.02.2020 gün ve 2019/8471 Esas - 2020/3018 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava ve birleştirilen dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki ... Mahallesi, ... ada ... parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru Ancak;
1- Mahkemece bozma ilamı öncesi verilen kararda hükme esas alınan raporda dava konusu taşınmazın m2 birim fiyatının 630.00 TL olarak belirlendiği, bozma ilamı sonrasında hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda ise yeterli olmayan gerekçeyle bozma öncesi tespit edilen bedele kıyasla fahiş bedel tespit edildiği gibi; Dairemizin 2017/27065 Esas sayılı dosyası ile denetimden geçen dosyada ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmaza Kasım/2015 değerlendirme tarihi itibariyle 810.00 TL/m2 değer biçildiği anlaşılmış olup, aradaki zaman farkı dikkate alındığında dava konusu taşınmaza Aralık/2010 değerlendirme tarihi itibariyle 1.100,00 TL /m2 birim fiyatı üzerinden bedel tespit eden bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve inandırıcı görülmemiştir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2- Kabule göre de;
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 E- 1959/5K sayılı kararı ve 22.07.2020 tarihli 7251 sayılı Yasanın 18. maddesi ile HMK‘nun 177. maddesine eklenen 2. fıkrasında “ Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” şeklinde yapılan düzenleme dikkate alındığında ıslah yönünden bir usulsüzlük bulunmadığı ve ıslahın kabulü gerektiği gözetilmeden asıl dava yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan karar düzeltme harcı ile tarafların temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 16/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.