8. Ceza Dairesi 2019/23492 E. , 2020/15068 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6831 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükmün açıklanmasına yer olmadığına
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı CMK.nın 231. maddesinin 5. fıkrasına göre verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra, sanığın denetim süresi içerisinde suç işlediğine dair ihbar üzerine dosyanın yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına yer olmadığına dair verilen kararın CMK.nın 223. maddesi kapsamında belirtilen bir hüküm niteliğinde bulunmadığından temyizi kabil kararlardan olmadığı, itiraza tabi kararlardan olduğu cihetle; Cumhuriyet Savcısının temyiz isteğinin CMUK.nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, mercide yanılma nedeniyle CMK.nın 264. maddesi gözetilerek istemin itiraz olarak kabulüyle gereğinin mahallinde yerine getirilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.07.2020 tarihinde oyçokluğu ve Dr...."ün değişik gerekçesiyle karar verildi.
DEĞİŞİK GEREKÇE
Denetim süresi içinde sanığın yeni bir suç işlemediği durumlarda CMK.nın 231/12. maddesine göre "düşme kararı" verilecek olup bu karar aynı Kanun"un 223. maddesi anlamında uyuşmazlığı sona erdiren "hüküm" niteliğinde bir karardır. Bu bağlamda, "sanığın denetim süresi içerisinde suç işlemediğine ve hükmün açıklanmasına yer olmadığına dair" verilen karar; uyuşmazlığı sonlandıran hüküm niteliğinde "düşme kararının" temyiz incelemesi sırasında birlikte incelenecektir. Bu itibarla, sayın çoğunluğun kararına değişik gerekçe ile katılıyorum. 02.07.2020
KARŞI DÜŞÜNCE GEREKÇESİ
CMK.nın 231. maddesinin 10. fıkrasında; denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak, davanın düşmesine karar verileceği, aynı maddenin 11. fıkrasında denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde mahkemece hükmün açıklanacağı öngörülmüştür.
CMK.nın 231. maddesinin 10. ve 11. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra;
1-Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine,
2-Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya yükümlülüklere aykırı davranılması halinde ise açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanarak mahkumiyet hükmü kurulmasına karar verilecektir.
CMK.nın 231. maddesinin 10. fıkrasına göre verilecek düşme kararı ile aynı maddenin 11. fıkrasına göre açıklanacak olan karar madde metninde açıkça ifade edildiği üzere mahkumiyet hükmü olduğu için bu kararların temyiz yasa yoluna tabi olacakları tartışmasız bir husustur.
CMK.nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre yalnızca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar itiraza tabidir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesinden sonra maddenin 10. ve 11. maddeleri uyarınca verilecek düşme ve mahkumiyet kararları maddenin 12. fıkrasının kapsamı dışındadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.01.2019 tarih ve 2015/-330 (E) - 2019/8 (K) sayılı kararı ile birçok kararında ifade edildiği üzere, denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkum olunması durumunda hükmün açıklanabilmesi için ikinci suçun denetim süresi içinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması yeterlidir. İkinci suçtan mahkumiyetin adli para cezası ya da hapis cezası olması yanında TCK.nın 50. maddesindeki seçenek yaptırımlara çevrilmiş olmasının da önemi olmadığı gibi kesin nitelikte olmasının da bir önemi yoktur.
Yine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.04.2018 tarih ve 2014/4-MD-552 (E)-2018/190 (K) sayılı kararı ile birçok kararda, denetim süresi içinde yeni bir suç işlenmemesi veya yükümlülüklere uygun davranılması halinde verilen düşme kararı "hüküm" niteliğinde olup CMK.nın 223. maddesinin 8. fıkrasında gösterilen düşme sebeplerine göre değil, CMK.nın 231. maddesinin 10. fıkrasında gösterilen kendine özgü bir düşme sebebi olup temyiz yasa yoluna tabi olduğu hususu vurgulanmıştır.
CMK.nın 231. maddesinin 10. fıkrasındaki koşulların gerçekleşmesi nedeniyle verilen düşme kararının temyiz yasa yoluna tabi olması karşısında, koşulların oluşmasına
rağmen mahkemece düşme kararı verilmemesi de doğal olarak aynı şekilde temyiz yasa yoluna tabi olacaktır.
CMK.nın 231. maddesinin 11. fıkrasına göre de, yeni bir suç işlenmesi veya yükümlülüklere aykırı davranılması halinde açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanarak mahkumiyet hükmü kurulacağı maddenin amir hükmü olup ve mahkumiyet hükmünün de temyiz yasa yoluna tabi olması gözetildiğinde, mahkemece hatalı değerlendirme sonucu hükmün açıklanmasına yer olmadığına şeklindeki kararın da temyiz yasa yoluna tabi olacağı kaçınılmazdır.
CMK.nın 231. maddesinin 12. fıkrasında, hükmün açıklanmasına ilişkin kararların itiraza tabi olduğu belirtilmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra aynı maddenin 10. ve 11. fıkraları kapsamında verilecek hükümlerin itiraza tabi olduğuna dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Aksi halde, tüm yasal koşulların oluştuğu halde açıklanması gereken ve temyiz yasa yoluna tabi olacak bir hükmün hatalı değerlendirme sonucu açıklanmaması yasaya açık aykırılık oluştaracaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.12.2010 tarih ve 2010/10-188 (E) - 2010/248 (K) sayılı kararında da, bir karar veya hükme karşı başvurulacak yasa yolunun belirlenmesinde, öncelikle yasal düzenlemelerin göz önüne alınması, yasal düzenleme olmaması halinde ise kararın hüküm niteliğinde olup olmadığına bakılmalı, hüküm niteliğinde olan veya hükmü değiştiren kararların temyiz yasa yoluna tabi olacağı belirtilmiştir.
Burada üzerinde durulması gereken bir hususta, mahkemece kurulan hükümdeki isimlendirme değil, kararın hüküm niteliğinde olup olmadığıdır. Örneğin, mahkemece sanığın beraati yerine, ceza verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiş olması halinde kararın ismine bakılarak CMK"nın 223. maddesinde sayılan hükümlerden olmadığı gerekçesiyle temyizin reddine veya itiraza tabi olduğu gerekçesiyle iade kararı vermek yasal değildir.
Somut olayda, sanık ... hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece 26.05.2009 tarih ve 2008/232 (E), 2009/54 (K) sayılı karar ile sanığın 6831 sayılı Kanunun 93/1-2, TCK"nın 62. maddeleri gereğince 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği denetim süresi içinde suç işlemesi üzerine dosyayı yeniden ele alan mahkemece denetim süresi içinde işlenen suçla ilgili olarak verilen mahkumiyet hükmünün kesin nitelikte olması nedeniyle hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarında belirtildiği üzere deneme süresi içinde işlenen suçla ilgili mahkumiyet hükmünün kesin nitelikte olmasının hükmün açıklanmasına engel olmadığı gibi, CMK"nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre yalnızca hükmün açıklanmasına dair kararların itiraza tabi olduğunun hüküm altına alınmış olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra aynı maddenin 10. ve 11. maddeleri uyarınca verilecek kararlar CMK"nun 223. maddesi kapsamında hüküm niteliğinde olup temyiz yasa yoluna tabi olduğundan, yerel mahkeme hükmü incelenerek esasa ilişkin bir karar verilmelidir.
Diğer yandan sanık hakkında 6831 sayılı Orman Kanununa muhalefet suçundan dava açılıp hüküm kurulmuş olması gözetildiğinde Yargıtay Başkanlar Kurulu kararı uyarınca inceleme görevi dairemize ait olmayıp görevsizlik kararı verilerek dosyanın temyiz incelemesi yapması gereken daireye gönderilmesi ve kararında ilgili dairece verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararına karşı Cumhuriyet Savcısının temyizinin, kararın temyize tabi kararlardan olmadığı gerekçesi ile temyiz talebinin reddine dair sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmiştir. 02.07.2020