11. Hukuk Dairesi 2020/4406 E. , 2021/5694 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 09.05.2018 tarih ve 2017/84 E- 2018/511 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 27.11.2019 tarih ve 2018/1236 E- 2019/1681 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının çeşitli markalı gazsız ürünlerin satış, dağıtım ve pazarlamasını yaptığını, davacı ile davalı şirket arasında direkt satış noktası sözleşmesinin imzalandığını, davalı gerçek kişinin ise sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladığını, davalı şirketin sözleşmenin 1.ve 7. maddelerine aykırı davrandığının tespiti amacıyla, İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2016/140 değişik iş dosyasında yapılan keşifte, davalının işyerinin davacıdan habersiz olarak kapatıldığının tespit edildiğini, davalının sözleşmeye aykırı davranışları sebebiyle 29.11.2016 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, bakiye kalan 87.325,34 TL pazarlama faaliyetine katılım bedeli, 3.175,20 TL bedelsiz ürün alacağı ile 70.480 TL cezai şart olmak üzere toplam 160.980,54 TL nin ödenmesi için icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davalılar tarafından haksız olarak yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, takip alacağının icra takibinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalı şirket tarafından sözleşmenin ihlal edilmediğini, davacının kapalı olduğunu iddia ettiği adresin satış noktası olmadığını, davalı şirketin muamele merkezi ve sözleşmede belirtilen tebligat adresi olduğunu, tespit yapılan adresin kapalı olmasının sözleşme hükümlerine aykırı olmadığını, sözleşme gereğince ticari faaliyetlerin belirlenen satış noktalarında devam ettiğini, ürünlerin satışına devam edildiğini ve kotanın da doldurulacağını, ticari defter incelemesinde bu durumun ortaya çıkacağını, feshin haklı nedenle yapılmadığını, bu nedenle takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek, davanın reddine ve %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamaya göre, uyuşmazlığın, davalı şirketin işyerini kapatması nedeniyle davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshetmesine dayalı olarak, pazarlama faaliyetine katılım bedeli, bedelsiz ürün alacağı ve cezai şart alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/140 d.iş. sayılı dosyasındaki tespit tutanağında belirtilen davalı şirket adresinin şirketin merkezi tebligat adresi olduğu, davacı şirketçe işletilen 10 adet direkt satış noktasından herhangi birinin kapalı olduğuna ilişkin herhangi bir tespit tutanağının dosyaya sunulmamış olduğu, davacı tarafından fesih ihtarında ve dava dilekçesinde belirtilen sebebin sözleşmenin feshi için haklı bir neden olmadığı, bu nedenle davacının davalı şirketten herhangi bir alacak talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine ve davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince yapılan yargılamaya göre, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 23.09.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.