Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/624
Karar No: 2017/298

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/624 Esas 2017/298 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/624 E.  ,  2017/298 K.

    "İçtihat Metni"



    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Günü : 02.09.2013
    Sayısı : 314-577
    Nitelikli yağma suçuna teşebbüsten
    sanık ..."nün TCK"nun 149/1-c-h, 35, 62, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 3 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 11.02.2008 gün ve 282-20 sayılı hükmün, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 04.07.2013 gün ve 31455-15841 sayı ile;
    "Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
    Sanığın suç arkadaşı ... hakkında, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/347 esas 2006/239 karar sayılı ilamıyla yağma suçundan verilen mahkûmiyet kararına karşı sanık Sami savunmanının temyizi üzerine Dairemizin 27.11.2012 günlü kararıyla özetle "...Sami"nin yakınanın omzunda bulunan çantayı çekip aldığı, bölgedeki kapkaç olayları sebebiyle olay yerinde bekleyen sivil polis memurlarının olaya müdahale ettiği, Sami"nin otoya binmeye çalışırken ayağına tekme vurmak suretiyle düşürülerek yakalandığı, vatandaşlarca çantanın yakınana iade edildiği ve sanık ile yakalanamayan Muammer"in kaçtığının anlaşılması karşısında; eylemin bir bütün olarak 5237 sayılı TCK"nın 142/2-b, 35. maddelerine uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması" gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildiği, aynı eylem ile ilgili olarak sonraki tarihte yakalama emri ile bulunan sanık ... hakkında adı geçen mahkeme tarafından 11.02.2008 tarihli hüküm ile yağma suçundan mahkûmiyet kararı verildiğinin anlaşılması karşısında; Dairemizin ... hakkında verdiği bozma kararından sonra dosyanın hangi aşamada olduğu belirlenip, derdest ise getirtilip sanık ... hakkındaki dosya ile birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 02.09.2013 gün ve 314-577 sayı ile;
    "Dosyadaki delillerin tümü birlikte değerlendirildiğinde, sanığın suç tarihinde üzerine atılı bulunan suçu işlediği sabittir. Mahkemece Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 04.07.2013 tarih, 2010/31455 Esas, 2013/15841 Karar sayılı bozma kararında belirttiği aynı olaydan dolayı sanık ... ile ilgili yine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 27.11.2012 tarih, 2009/22326 Esas, 2012/22139 Karar sayılı bozma ilamına konu olan 09.12.2006 tarih, 2005/347 Esas, 2006/239 Karar sayılı önceki kararla verilen mahkûmiyet hükmünde 04.06.2013 tarih, 2013/51-415 E-K sayılı kararla direnilmesine karar verilmiştir.
    Söz konusu karar gerekçesi "Olayda tartışılması ve çözülmesi gereken sorun sanığın eyleminin niteliğidir. Sanığın eylemi nitelik itibarıyla iddianamede anlatıldığı gibi teşebbüs aşamasında kalmış birden çok kişi ile birlikte geceleyin nitelikli yağma mıdır, yoksa Yargıtay 6. Ceza Dairesinin oyçokluğu ile bozma ilamında belirttiği gibi TCK"nun 142/2-b ve 35 maddelerinde yer bulan elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle hırsızlık mıdır, bu meselenin halli zorunludur. Kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçen müşteki mahkemedeki beyanlarında; olay günü saatini hatırlamadığını ancak gece karanlık olduğunu, yürürken elinde bulunan çantayı bir şahsın çekiştirdiğini gördüğünü, çantayı vermemek için kendisinin de çekiştirdiğini, şahsın elindeki çantayı çekiştirerek zorla alıp yanında bulunan bir arabanın ön koltuğuna oturduğunu, bu arada orada bulunan kişilerin müdahalede bulunduğunu ve çantayı alıp kendisine verdiğini, çantasını alan kişi ile çekişirken o kişinin kendisine vurmadığını, herhangi bir silah tevcih etmediğini söyleyerek, şikayetçi olmadığını belirtmiştir. Yine müşteki soruşturma aşamasında polisteki beyanlarında ... isimli şahsın zorla kolunda asılı bulunan çantayı çekerek aldığını ve araca binmek üzere hamle yaptığını, kendisinin çığlık attığını, bu esnada sivil polis olduğunu öğrendiği görevlilerin araca binmeye çalışan şahsı ayağından tutarak çektiklerini ve yakaladıklarını belirtmiştir. Görüleceği üzere müşteki gerek hazırlık aşamasında, gerekse kovuşturma aşamasında farklılık arzetmekle beraber elinde veya kolunda olmasının önem arzetmeyeceği çantayı çekiştirerek sanığın zorla aldığını belirtmektedir. Peki bu zor nedir, bunun hallolması gerekmektedir. Bu zor esnasında müştekide bir yaralanma olması zorunlu mudur değil midir? Yağma suçu TCK"nun 148. maddesinde tanımlanmış ve orada tarif edilmiştir. TCK"nun 149. maddesi ile nitelikli hallerini belirlemektedir. Yani yağmanın temel tarifi TCK"nun 148. maddesindedir. TCK"nun 148. maddesinin gerekçesinde yağma suçu anlatılırken hırsızlık suçundan farklı olarak malın sahibi bulunan mağdurun o mal üzerindeki rızasının cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bizim olayımızda tehdit anlatılmamıştır. Bizim olayımızda söz konusu olan cebirdir. Peki bu cebir yani zor nedir? Cebrin yani zorun kişi uhdesinde yani zilyetliğinde bulunan malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkarmamaya elverişli olması gerekmektedir. Yağma suçunun TCK"nun 142/2-b maddesinde yer alan elde veya üstte taşıyan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceri ile hırsızlık suçundan farkı; cebir veya tehdit olmasıdır. Somut olayımız da cebirdir. TCK"nun 142/2-b maddesindeki hırsızlığın oluşabilmesi için kişinin elinde veya üstünde taşınan eşyanın ani bir şekilde habersizce çekilip alınması ya da hissettirmeden özel beceri ile eski deyimle yankesicilik suretiyle alınması gerekir. Kişinin bunların alındığını fark etmesi durumunda karşı koyması halinde eğer eylem devam ettirilir ise artık bu hırsızlık aşamasını geçmiş zor olgusu olduğundan yağmaya dönüşmüştür. Somut olayda mahkememizde oluşan kanaate göre sanık gece sayılan zaman dilimi içerisinde hakkındaki dosya tefrik edilerek mahkememizce 11.02.2008 tarih, 2006/282 Esas 2008/20 Karar sayılı kararla TCK"nun 149/1-c-h, 35/2 ve 62/1 maddeleri uygulanmak suretiyle cezalandırılmasına karar verilen ve dosyası temyiz aşamasında Yargıtayda olan diğer sanık ... ile birlikte hareket ederek müştekinin direncini zor kullanmak suretiyle kırarak, rızasını zorla bertaraf ederek ona karşı nitelikli yağma suçunu işlediği yönündedir. Mahkememizde bu yönde oluşan vicdani kanaat tam ve kesindir. Tüm bu gerekçelerle mahkememizce önceki kararda direnmek suretiyle sanık ..."un nitelikli yağma suçundan cezalandırılmasına yönelik aşağıdaki hüküm kurulmuştur." şeklindedir. Söz konusu kararlar dosyadadır.
    Somut olayda mahkemece, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 04 Temmuz 2013 tarih, 2010/31455 Esas 2013/15841 Karar sayılı kararında belirtildiği şekilde ... hakkındaki dosya ile bu dosyanın birlikte değerlendirilmesi gerekli görülmemiştir” gerekçesiyle, sanığın önceki hükümdeki gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
    Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.06.2014 gün ve 306805 sayılı “onama” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 421-1072 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 12.04.2017 gün ve 33-1000 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suç niteliğinin tespiti bakımından eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme kararının eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçelerle veya sonradan yürürlüğe girip lehe hükümler içermekle uygulanması gereken yeni kanun normlarına dayanarak hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sanığın nitelikli yağma suçuna teşebbüsten mahkûmiyetine ilişkin ilk hükmün Özel Dairece; sanığın eylemine iştirak ettiği belirtilen ... hakkında ayrı görülen davada nitelikli yağma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün temyiz edilmesi üzerine, eylemin hırsızlık olarak nitelendirilerek bozma kararı verildiği de dikkate alınarak, sanığın eyleminin nitelendirilmesi açısından ... hakkındaki davanın akıbeti araştırılıp, derdest ise sanık hakkındaki dava ile birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle bozulmasından sonra, yerel mahkemece ... hakkındaki dava dosyasının bir örneği dosya arasına konulmak suretiyle bozma kararının gereğinin yerine getirilmeye çalışıldığı, akabinde ... hakkındaki davada bozmadan sonra kurulan direnme hükmünün gerekçesi kararda belirtilerek, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, yeni hüküm niteliğindedir. Bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle,
    Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 02.09.2013 gün ve 314-577 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.05.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi