10. Hukuk Dairesi 2017/272 E. , 2017/3401 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, talep tarihindeki borçlanmaya esas prim üzerinden, yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, talep tarihindeki borçlanmaya esas prim üzerinden yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespitini istemiş, yargılama aşamasında başvuru tarihindeki prim bedeli üzerinden borçlanma talebinden vazgeçtiği, istemini dava tarihindeki prim üzerinden, yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti olarak daraltmış ve mahkemece, daraltılan talebe göre kabul hükmü kurulduğu anlaşılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 326"ncı maddesinde belirtildiği üzere, vekâlet ücreti de dâhil yargılama giderlerinin davada haksız çıkan, yani aleyhe hüküm verilen tarafa yükletileceği ve davacının yargılama aşamasında istemini daralttığı kısmının hüküm altına alınmasından dolayı davalı Kurum lehine vekâlet ücreti ve kısmen kabule göre yargılama giderine hükmedilmesinin yasal bir zorunluluk olduğu gözetilmeksizin, buna ilişkin karar verilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297’nci maddesinde; “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, borçlanma talebi yönünden, davacının izinle Türk vatandaşlığından çıkmadan önceki ve 18 yaşını ikmal ettiği tarihten itibaren, Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik ve ev kadınlığı sürelerini talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine yönelik infazında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar verilmelidir.
Ne var ki; bu hususların düzeltilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesinde yer alan, 1086 sayılı Yasanın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanmasının gerektiğine ilişkin düzenleme uyarınca) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1–Hükümde yer alan Davanın kabulüne ibaresinin silinerek yerine “Davanın kısmen kabulüne” ibaresinin yazılmasına, hükmün 1. fıkrasının silinerek yerine “Daraltılan isteme göre davanın kısmen kabulü ile, davacının izinle Türk vatandaşlığından çıkmadan önceki ve 18 yaşını ikmal ettiği tarihten itibaren, Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ve yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın dava tarihindeki prim üzerinden 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine” sözcüklerinin yazılmasına,
2–Hükmün fıkrasının (3) numaralı fıkrasının sonuna, “Davalı Kurum kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereği taktiren 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına
3-Hükmün (4) numaralı fıkrasının silinerek yerine, “Davacı tarafından yapılan toplam 46,45 TL. Yargılama giderinin takdiren 23,25 TL.’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan 14,30 Tl posta masrafının da kısmen kabule göre takdiren 7,15 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının talep halinde taraflara iadesine” cümlesinin eklenmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.