17. Hukuk Dairesi 2014/24281 E. , 2017/4286 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının yolcu olarak bulunduğu ...ün sevk ve idaresindeki 31 HY 189 plakalı aracın 18/12/2012 tarihinde davalıya trafik ... ile araçla kaza yaptığını, müvekkilinin yaralandığını ve bu nedenle müvekkilinin vücut bütünlüğünü yitirmesi, kalıcı bedensel zarar ve oluşan iş gücü kaybı sebebiyle 6.000 TL, 3 ay çalışamamaktan ve işlerini yapamamaktan kaynaklı 1.000 TL, bakıcı ve yol giderleri sebebiyle 3.000 TL olmak üzere toplam 10.000 TL maddi tazminatın, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak üzere ... limitini aşmamak kaydıyla kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı ... şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacının davasının kısmen kabulü ile, 46.604,18 TL’nin kaza tarihi olan 18/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-) 11086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK"nun 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir. Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
..."ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda, mahkeme gerekçe kısmında; her ne kadar davacı vekili kaza tarihinden itibaren ticari avans faizi talep etmiş ise de; kazadan sonra davalı ... şirketine bir müracaat olmadığı anlaşıldığından dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütmek gerektiğini belirtilmiş fakat bu gerekçe ile uygun olmayacak içerikte 46.604,18 TL’nin kaza tarihi olan 18/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline hükmedilerek hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki yaratılmıştır. Bu hususlar yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
2-) Bozma neden ve şekline göre davalı ... şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... şirketi vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.