Davacı, murisinin 1.5.1995-31.12.1997 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacının temyizine gelince; Davacı murisinin 01.05.1995-31.12.1997 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiş, yargılama sırasında davacı dava dilekçesini ıslah ile dava dilekçesindeki istemini artırarak murisinin 01.05.1995-03.02.2002 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti isteminde bulunmuştur. Mahkemece, isteminin kabulü ile davacı murisinin 01.05.1995-31.12.1997 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir. HUMK."nun 87. Maddesinin "Müddei ıslah suretiyle müddeabbihi tenzil edemez" şeklindeki son cümlesi Anayasa Mahkemesi"nin 07.11.2001 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 20.07.1999 tarihli kararıyla iptal edilmiş ve böylece davadaki talep sonucunun kısmi ıslah yoluyla artırılması usulen olanaklı hale gelmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile 01.01.1998-03.02.2002 tarihleri arasındaki dönemde de tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istediğine göre mahkemece bu dönemle ilgili deliller toplanarak çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken ıslahla arttırılan talep dönemi ile ilgili olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması hatalı olmuştur. Yapılacak iş; davacıya maktu nispi ıslah harcını yatırmak üzere süre verilip ıslah harcı yatırıldığı takdirde ıslah dilekçesindeki talebine göre tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermektir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine , 18.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.