4. Hukuk Dairesi 2012/1049 E. , 2013/1398 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 11/01/2010 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 09/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, alacak istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı ..., davalı ...’in üniversitenin devamlı statüde görev yapan öğretim elemanı olduğunu, diğer davalı ... Vakfı’nın, ... tarafından “...” başlıklı hibe destekli projesi için başvuruda bulunduğunu, projenin hazırlanmasında görev alan davalı öğretim elemanının çalışması karşılığında kendisine ödeme yaptığını, 2547 sayılı Yükseköğrenim Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca davalı profesörün tüm mesaisini üniversitede harcaması gerektiğini, ancak üniversite yönetim kurulunun iş birliğine karar verdiği kamu kuruluşlarında, kamu yararına hizmet güden kuruluşlarda çalışmalar yapabileceğini, çalışması karşılığı alınan ücretin üniversite döner sermayesine yatırılması gerektiğini, aynı kanunun 58. maddesinde döner sermayeye yatırılacak ücretin nasıl paylaştırılacağının belirli olduğunu, davalı ...’ın bu prosedüre aykırı olarak davalı profesörün çalışması karşılığı ücretini üniversite döner sermayesine yatırmayıp doğrudan diğer davalıya ödediğini beyanla her iki davalıdan üniversite döner sermayesine yatırılması gereken tutarın müştereken ve müteselsilen ödetilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın süresinde açılmadığını, ödemelerin maliye bakanlığının gelir ve damga vergisi kesintisinden sonra ödeme yapılabileceği yönündeki uygun görüşü alındıktan sonra yapıldığını, ücretin telif niteliğinde kabul edilmesi gerektiğini, müşterek müteselsil sorumlulukları olmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, emsal nitelikteki tüm dosyaların bir bütün olarak değerlendirildiği açıklanarak, davalı öğretim elemanlarının Üniversite yönetim kurulu kararı ile yapılmış bir görevlendirmesi olmadığı, davalıya yapılan ödemenin telif hakkı kapsamında bulunduğu gerekçesi ile istem reddedilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, davalının davacı üniversite yönetim kurulunun izni olmasa da Rektörlüğünün izni ile diğer davalı tarafından...u için hazırlanan projede görev aldığı anlaşılmaktadır. Üniversitelerin devamlı statüde çalışan öğretim elemanlarının yükseköğretim kurumlarından başka yerlerde ücretli veya ücretsiz, resmi veya özel başka herhangi bir görev alabilmeleri için 2547 sayılı Yasanın 37. maddesine göre üniversite yönetim kurulundan izin alınması gerekmektedir. Aynı maddenin son cümlesine göre bu hususta alınacak ücretler ilgili yükseköğretim kurumunun veya buna bağlı birimin döner sermayesine gelir kaydedilecektir.
Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti raporlarında, davalının projede çalışması için davacı üniversite yönetim kurulunun bir görevlendirmesi olmadığı, davalının üniversiteye mesaisini harcadıktan sonra kendi uzmanlık alanı ile ilgili projeye bilimsel katkı sunduğu, ortaya çıkan dökümanın telif haklarının AB ye ait olduğu, AB nin bunu elde etmek için ödediği bedelin de telif bedeli olacağı bildirilmiştir. Dosya arasında emsal dosyalardan alınan bilirkişi raporları da bulunmaktadır. Bu raporlarda, öğretim elemanlarının kamu kurumları yararına hizmet amacını güden kuruluşlardaki çalışmalarının üniversitede sürdürülmüş sayılacağı, bu kurumlardan alınacak her türlü ücretlerin döner sermayeden pay alan kişinin bağlı bulunduğu birimin döner sermayesine gelir kaydedilmesi gerektiğinin bildirildiği görülmüştür.
Taraflar arasında, davalının davacı üniversitenin devamlı statüde çalışanı olduğu konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı öğretim elemanı diğer davalı vakıf için proje hazırlamıştır. Şu durumda 2547 sayılı yasanın 37. maddesine göre davalı öğretim elemanının davacı üniversite dışında görev yapabilmesi için üniversite yönetim kurulundan izin alınması, sonrasında da öğretim elemanına yapılacak ödemenin öğretim elemanının bağlı olduğu üniversite döner sermaye birimine yatırılması gerekirken; bu yola başvurulmamış olması idari nitelikte bir eksiklik olup 2547 sayılı yasanın 36. maddesi uyarınca öğretim elemanın görevi ile bağlantılı olarak verdiği hizmetin karşılığında aldığı ücret hakkında telif ücreti adıyla bir bedel tahsil etmesi halinde aynı kanunun döner sermayeyi düzenleyen 58. maddesi hükmünün uygulanacağı düzenlemesi karşısında öğretim elemanlarının rektörlük izni ile hazırladıkları proje karşılığında aldıkları ücretin üniversitede bağlı oldukları birimin döner sermayesine yatırılması gerektiği, salt yönetim kurulu kararı alınmamış olmasının ücretin döner sermayeye yatırılmasına engel olmayacağı 2547 sayılı yasanın 36, 37 ve 58. maddelerinden anlaşılmıştır.
Şu durumda, davalı ...’ın söz konusu izin için başvuruda bulunmaksızın diğer davalı öğretim elemanından aldığı hizmet karşılığını döner sermaye yerine doğrudan öğretim elemanına ödeme yapması doğru olmamış, her iki davalının da davacı üniversiteye karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları sonucuna varılmıştır. Ancak, davacının 2547 sayılı Yasa’nın 58. maddesi uyarınca döner sermayeye yatırılacak ücret üzerinden yasal kesintiler yapıldıktan sonra kalanı davalı öğretim elemanına ödemesi gerektiğinden, davalıya döner sermayeden ödenecek tutar belirlenerek istemden indirildikten sonra kalanın ödetilmesi yerine istemin tümden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenle reddine 31/01/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 31/01/2013