Davacı, 01.07.1998 tarihinden itibaren SSK."lı çalışmaları dışında kalan sürelerde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve halen devam ettiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacının tarımsal faaliyeti nedeniyle 506 sayılı Yasaya tabi çalışmaları dışında kalan sürelerde 01.07.1998 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa"ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının sattığı ürün bedelinden ilk Bağ-kur prim kesintisinin 20.06.1998 tarihinde yapıldığı, 20.09.1999 ve 20.06.2000 tarihinde de kesintilerinin bulunduğu, ancak Mahkemece kısa kararda talep gibi 01.07.1998 tarihinden itibaren son prim kesintisinin yapıldığı yılın sonu olan 31.12.2000 tarihine kadar davacının tarım Bağ-kur sigortalısı olduğuna karar verildiği, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise sigortalılığın bitim tarihinin 31.12.1998 tarihi olduğu belirtilmekle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı görülmektedir.Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysaki, 22.05.2008 günlü oturumda tefhim edilen kısa karar ile, gerekçeli kararın çelişkili olduğu tutanağın ve kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda, konuyla ilgili 10.4.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.