16. Hukuk Dairesi 2017/2956 E. , 2021/1251 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 29, 210, 226, 299 ve 403 parsel sayılı muhtelif yüzölçümdeki taşınmazlar, kanunları uyarınca Hazine’ye intikal eden yerlerden olduğu belirtilerek, davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına dayanarak, tespitin iptali ile taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davacının ölümü nedeniyle dava, mirasçıları ... ve müşterekleri tarafından takip edilmiştir. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, kesin süreye rağmen dava sebep ve delilleri bildirilmediğinden Kadastro Kanun"un 28/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına, çekişmeli 29, 210, 226, 299 ve 403 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacı tarafa, dava sebep ve delillerini bildirmeleri için verilen kesin süreye rağmen dava sebep ve delillerini bildirmedikleri gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 28/2. maddesinde “davacı gerçek ve tüzel kişiler dava sebep ve delillerini dilekçelerinde bildirmek zorundadır. Dilekçede bu husus bildirilmemişse, hakim gönderilecek davetiyeyle dava sebep ve delillerini bildirmesini davacıya tebliğ eder, davacı ilk duruşma oturumuna kadar dava sebep ve delillerini dilekçeyle veya ilk oturuma gelmek suretiyle bildirmez ise, hakim davanın açılmamış sayılmasına ve tespit gibi tescile karar verir. Bu hüküm davetiyede açıkça belirtilir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; davacı ..., dava dilekçesinde dayandığı tapu kayıtlarını göstermek suretiyle, bu kayıtların kapsamında kalan taşınmazların tespitlerinin iptali ve adına tescili istemiyle dava açtığına ve dilekçe ekine eklediği dayanak tapu kayıtlarında da, kadastro sırasında bu kayıtların hangi taşınmazlara revizyon gördüğü gösterildiğine göre, dava dilekçesinde dava sebep ve delillerinin bildirildiği anlaşıldığı gibi; öte yandan Mahkemece işin esasına girilerek, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın verildiği 06.3.2017 tarihli oturuma kadar bir çok oturum yapıldığı ve taraf delillerinin toplanması, keşif yapılması, bilirkişilerden rapor alınması gibi usuli işlemlerin gerçekleştirildiği, bundan sonra 3402 sayılı Yasa"nın 28. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmakta olup, anılan yasa maddesinin amacı, yargılamanın sürüncemede bırakılmasına engel olmak ve delillerin bir an önce toplanılması suretiyle en kısa sürede esasa geçilerek hüküm oluşturmaktır. Mahkemece, davacıya Kadastro Kanunu"nun 28/2 maddesi şerhini içerir davetiyenin yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek ilk oturumda davanın açılmamış sayılması kararı verilmesi yerine, işin esasına girilip bir çok oturum ve usuli işlem yapıldıktan sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması, kanunun amacına da uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde tüm delilleri toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.