1. Hukuk Dairesi 2020/426 E. , 2021/1160 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMES:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Asıl davada davacılar, ortak mirasbırakanları ...’in maliki olduğu 500 ada 15 ve 61 parsel sayılı taşınmazlarını mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 31.05.1979 tarihinde çocuklarından davalı ... ile diğer davalıların mirasbırakanı Mehmet’e satış yoluyla temlik ettiğini, anılan taşınmazların imar uygulaması ile dava konusu 5582 ada 2, 5551 ada 1 ve 5596 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki paylara revizyon gördüğünü ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Birleştirilen 2013/346 Esas ve 2014/1103 Esas sayılı davalarda da davacılar, asıl davadaki iddiaları tekrarlayarak miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, asıl ve birleştirilen davalarda; mirasbırakanın biri resmi, diğeri gayri resmi olmak üzere iki evlilik yaptığını, dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan kerpiç evde hep birlikte yaşamakta iken, kadınlar arasında anlaşmazlık çıkması üzerine mirasbırakanın çekişmeli taşınmazları evin en büyük ve çalışan çocukları İbrahim ve Mehmet’e sattığını, satış bedeli ile de yeni bir taşınmaz satın alarak birlikte yaşadığı Yeter ve ondan olma çocukları ile buraya yerleştiğini, bu taşınmazın mirasbırakanın ölümü nedeniyle Yeter adına tescil edildiğini, mirasbırakanın mal kaçırma kastı bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, mirasbırakan tarafından yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne dair verilen karar Dairece, “... davalıların, mirasbırakanın dava konusu taşınmazların satış bedeli ile Sütlüce köyünde yeni bir taşınmaz alarak birlikte yaşadığı Yeter ve ondan olma çocukları ile bu taşınmaza yerleştiğini savundukları, getirtilen 430 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarının incelenmesinde, Yeter Doğan’ın 5.010 m2’lik tarla vasıflı taşınmazı 05.10.1984 tarihinde üçüncü kişilerden satın alma yolu ile edindiği, anılan taşınmazın ifrazı ile 1071 ve 1072 sayılı parsellerin oluştuğu, Yeter Doğan’ın 1071 sayılı parseli 23.02.1989 tarihinde, 1072 sayılı parseli ise 03.01.1991 tarihinde üçüncü kişilere sattığı, dinlenen tanık beyanları uyarınca mirasbırakanın dava konusu taşınmazlarını oğullarına satarak elde ettiği para ile Sütlüce’deki taşınmazı haricen satın aldığı, buraya Yeter ve ondan olma çocukları ile yerleştiği, ölümü üzerine Yeter adına tescil edildiği,
mirasbırakanın bu taşınmazda ölünceye kadar ikamet ettiği, davalıların savunmasının doğrulandığı, mirasbırakan ile davacılar arasında temlik tarihinde mal kaçırmayı gerektirecek herhangi bir husumetin ortaya konulamadığı, ayrıca 6100 sayılı HMK’nin 190. ve 4721 sayılı TMK’nin 6. maddeleri uyarınca herkesin iddiasını ispatla mükellef olduğu gözetildiğinde davacı tarafın muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı, muris muvazaası nedenine dayalı iptal-tescil davalarında herhangi bir hak düşürücü süre ya da zamanaşımı süresinin olmadığında kuşku yok ise de; temlik ve murisin ölüm tarihi üzerinden çok uzun süre geçmesinin eldeki davada olduğu gibi ispat hukuku açısından sorunlar doğurduğu, akitte gösterilen bedel ile keşfen saptanan gerçek değer arasındaki farkın da tek başına temlikin muvazaalı olduğunu göstermeyeceği bir bütün halinde değerlendirildiğinde mirasbırakan tarafından yapılan temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekir iken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.”
Karar, asıl ve birleştirilen davalarda davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp , düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Asıl ve birleştirilen davalarda davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.90. TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 03.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.