17. Hukuk Dairesi 2016/10165 E. , 2017/4257 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin 33 R 4123 plakalı aracının kasko poliçesi ile davalı ... şirketine sigortalı olduğunu, aracın kız kardeşi ..."ün sevk ve idaresinde iken 16/10/2013 tarihinde önüne çıkan köpeğe çarpmamak için kaldırıma çarptığını, aracın en yakın yetkili servise çekildiği, eksper raporunda 15.628,57-TL hasar ve pert çekme belgesi düzenlendiğini, ancak sigorta şirketinin kazada sürücü değişikliği yapıldığı gerekçesiyle taleplerinin reddedildiğini beyan ederek araçta oluşan 16.100,00-TL hasar bedelinin ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; hasarın sürücü değişikliği nedeniyle teminat dışı kaldığını, ayrıca bir an için dava kabul edilse bile kendilerinden 5.625,00-TL sigorta bedeli talep edebileceğini, olayda ticari faiz talep edemeyeceğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın belirtilen şekilde olmadığı, sürücü değişikliği yapıldığından bahisle davacı tarafından davalı hakkında açılan maddi tazminat davasının reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindedir.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan TTK.nun1409.md (1282. maddesi) uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı Yasanın 1409/2.md. (1281. maddesi) hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.
Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı tarafından, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.5. maddesi ve Türk Ticaret Kanunu’nun 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyeti kasten yerine getirilmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususun sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve ...; HGK 16.12.1998 gün ve ...; HGK 22.12.2010 gün ve ... sayılı ilamları) Uyuşmazlık, rizikonun belirtilen şekilde meydana gelip gelmediği, dolayısıyla rizikonun teminat dışı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, davacı vekili tarafından müvekkiline ait davalıya kasko sigortalı aracın tek taraflı trafik kazası sonucu hasarlandığı belirtilip birtakım zararların davalıdan tahsili talep edilmiş, davalı ... şirketince ise davaya konu kazanın bildirildiği gibi meydana gelmediği, sürücü değişikliği doğru ihbar mükellefiyetine uyulmadığı iddiasıyla davanın reddi savunulmuştur.
Mahkemece ispat külfetinin yer değiştirdiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, davalı tarafından kazanın teminat dahilinde olmadığı ileri sürüldüğünden olaydaki ispat külfeti mevcut durumun aksini iddia eden davalı sigortacı üzerinde bulunmaktadır. Davalı sigortacı bu savunmasını soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlamalıdır. Dosya içerisinde yer alan jandarma görevlilerince tutulan tutanakta davacıya ait sigortalı aracın poliçe geçerlilik süresi içerisinde belirtilen yer ve şekilde tek taraflı trafik kazası sonucu hasar gördüğü, dosyadan aldırılan bilirkişi raporunda da dosya kapsamı doğrultusunda sürücü değişikliğine ilişkin iddiaların ispatlanamadığı yönünde görüş verildiği anlaşılmıştır. Dosya içerisinde ispat yükünü değiştirecek nitelikte somut bir delil de olmadığı görüşmüştür.
Bu durumda mahkemece, kazanın belirtilen şekilde olmadığının ve sürücü değişikliği yapıldığının soyut iddialarla değil ancak somut delillerle kanıtlanması gerektiğinden, davalı ... şirketince ortaya konulan deliller ispat yükünü tersine çevirecek derecede somut nitelikte olmadığından, oluşan rizikonun ve hasarın teminat kapsamında kaldığının kabulü ile işin esasına girilerek, davacı delilleri toplanarak, davacının gerçek zararı konusunda bilirkişi incelemesi yapılarak davacının taleplerinin kasko poliçesi kapsamında olup olmadığı da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.