Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/1743 Esas 2018/10935 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1743
Karar No: 2018/10935
Karar Tarihi: 19.11.2018

Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/1743 Esas 2018/10935 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2017/1743 E.  ,  2018/10935 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle öldürme
    Hüküm : TCK’nın 85/1, 62, 50/4, 50/1-a, 52/2-4, 53/ 6, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    08.02.2014 günü saat 23:40 sıralarında, çift şeritli, çift yönlü, bölünmüş, kuru, asfalt, aydınlatması mevcut olan yolda, meskun mahalde, sanık aracıyla sol şeritte seyir halindeyken... Adliyesi önüne geldiği esnada, seyir istikametine göre sol taraftaki orta refüjden karşıdan karşıya geçmek için yaya olarak kaplamaya giren yaya...’na kaplamaya girdiği anda sol şerit üzerinde, otomobilin sol ön ve yan kısımlarıyla çarpması sonucu yaya ..."nın öldüğü olayda, kaza noktasına 10 metre uzaklıkta yaya geçidinin olduğu, sürücünün seyir şeridinde 20 adet yavaşlama bandının olduğu, çarpmadan sonra otomobile ait 40 metre fren izinin bulunduğu dikkate alındığında;
    İki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt sınırı da nazara alınmak suretiyle, uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği nazara alınmadan, müteveffa ile eşit derecede kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölümüne neden olan sanık hakkında adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik cezaya hükmolunması; aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesinin infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün bulunduğundan, tebliğnamedeki bu konuda bozma isteyen görüşlerine iştirak edilmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiin, sanığın ölenle eşit kusurlu kabul edilmesi halinde beraat etmesi gerektiğine, sanık lehine olan kanun hükümleri uygulanmadığına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kanun hükümlerinin uygulanmamasının yerinde olmadığına dair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesinden sonra, adli para cezasına esas alınan tam gün sayısının gösterilmesi sırasında uygulanan kanun maddesi olan TCK’nın 52/3 maddesi belirtilmemesi sureti ile CMK"nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün (4.) ile numaralandırılan birinci bendinde “durumuna göre” ibaresinden sonra gelmek üzere “TCK"nın 52/3 maddesi gereği" ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.