
Esas No: 2017/1798
Karar No: 2018/1565
Karar Tarihi: 07.03.2018
Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/1798 Esas 2018/1565 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
Sanıkların nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarından beraatlarına ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklardan ..."ın, katılan ..."un ...Köyü ... mevkiinde bulunan tarlasının tapusunu kredi çekerken kullanmak için aldığı, ancak diğer sanık ... ile birlikte anlaşarak ..."in adına düşük faizli tarımsal kredi çekmeye karar verdikleri, bu amaçla tarafları sanık ... ile katılan ... olan kira sözleşmesini sahte olarak hazırlayıp, ... adına imza attıktan sonra, sözleşmeyi köy muhtarı olan sanık ..."a imzalatıp mühürlettikleri, oluşturdukları bu sahte kira sözleşmesi ile Tarim İl Müdürlüğüne başvuruda bulunarak sanık ... adına düzenlenmiş çiftçi belgesini aldıkları ve bu çiftçi belgesi ile de...Bankası Tarımsal Bankacılık Şubesinden 12.000 TL kredi çektikleri iddia edilen olayda;
1- Sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Sanıkların savunmalarında, söz konusu kira sözleşmesini sahte olarak düzenlemediklerini, katılanın bahse konu taşınmazını 300,00 TL karşılığında kiraladığını ve kredi çekilmesi amacıyla kullanılacağından haberdar olduğunu, kira sözleşmesine istinaden alınan çiftçilik belgesinin kullanılmasıyla çekilen kredi borcunun tamamen ödenerek kapatıldığını beyan etmeleri, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesince düzenlenen 26.07.2012 tarih ve 2865 sayılı rapora göre, bahsi geçen kira sözleşmesindeki imzalardan katılan ..."a atfen atılan imzanın ..."un eli ürünü olduğunun tespit edilmesi ve kredi borcunun kapatıldığının ilgili banka şubesinin yazı cevabından anlaşılması karşısında, sanıkların inkara yönelik savunmalarının aksine mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında verilen beraat hükmünün incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 25.03.2014 tarih ve 2013/12-74-2014/140 E-K sayılı ilamı ile istikrarlı diğer kararlarında da vurgulandığı üzere; ceza yargılanmasında sanığın sorgusu yapılmadan hüküm kurulabileceğine ilişkin kuralın, fiilin suç oluşturmaması veya yeni bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması gibi herhangi bir araştırmayı gerektirmeyen bir durumun varlığı halinde, başka bir deyişle derhal beraat kararı verilmesi ile sınırlı olarak uygulanabileceği, delillerin takdir ve tayini gereken durumlarda ise sanığın savunması alınmadan hüküm kurulamayacağı gözetilmeden, 5271 sayılı CMK"nın 193. maddesine yanlış anlam verilerek sanık ..."ın sorgusu yapılmadan eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 07/03/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.