11. Hukuk Dairesi 2015/11773 E. , 2016/8659 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... (Kapatılan) 37. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/11/2013 gün ve 2012/180-2013/259 sayılı kararı onayan Daire’nin 07/04/2015 gün ve 2014/7318-2015/4814 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olduğunu, vadeli türev işlemler sözleşmesi ve vadeli döviz pozisyon işlemleri sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin 800.000,00 GBP için 11.06.2010 tarihinde GBP/USD paritesinde 1,4505"den alış için telefonla emir ilettiğini, şube yetkilisinin bu paritenin 3 birim farkla yani 1,4508’den yansıtılacağını söylediğini ve kendisinin de bunu kabul ettiğini, 11.06.2010 tarihi saat 18:30 gibi bu paritenin kabul görmüş tüm platformlarda alış 1,4502 ve satış 1,4505"ten emirler gerçekleşmiş olduğunu, şube yetkililerinin 14.06.2010 tarihinde kendisini arayarak işlem emrinin gerçekleşmediğini söylediğini, neden olarak da Bankanın Hazine Bölümünce işlem emrinin 1,4505 yerine 1,4502 ve 1,4503 olarak girildiğini, banka genel müdürlüğüne durumu bildirdikten sonra genel müdürlük işlem emrinin 1,4505 olarak verilmiş olmakla birlikte gerçekleşmemiş olduğunun ifade edildiğini, bankanın Bankalar Birliği Hakem Heyetine sunduğu ses kayıtlarına ve belgelere göre kendisine verilen cevabın aksine işlem emrinin 1,4505 yerine 1,4503 olarak girildiğini kabul ettiğini, Hakem Heyeti"nin müvekkilinin haklılığını tespit ve kabul ettiğini ileri sürerek, 71.578,60 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı bankanın müvekkili tarafından verilen alış emrini yanlış girmesi sebebiyle oluşan 71.578,60 TL maddi zararı ile 25.000 TL manevi zararının tahsilini talep etmiş, ancak 71.578,60 TL üzerinden harç yatırmıştır. Mahkemece 26.02.2013 tarihli celsede neticei talebini açıklaması için kendisine verilen süre içerisinden davacı vekili 16.11.2012 tarihli ıslah dilekçesinde, davalı bankanın izinsiz olarak müvekkilinin hesabından çektiği 45.160 USD karşılığı 71.578,60 TL ile 25.000 TL manevi tazminat talebinde bulunduğunu, ancak müvekkilinin talep ve talimatına uygun olarak işlem yapılmamış olması nedeniyle doğan gelir kaybı olan 3.200 GBP karşılığı 9.080 TL"nin tahsilini talep ettiğini bildirmiştir. Dava dilekçesine ekli deliller arasında yer alan 01.07.2010 tarihli ... antetli yazıdan da, davacı Kıyasettin Telli"nin hesabından izinsiz olarak alındığını iddia ettiği 71.578,60 TL"nin iadesini davalı bankadan talep ettiği görülmüştür.
1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/2. maddesinde, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması zorunluluğu getirilmiştir. Aynı şekilde karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde ise mahkeme hükmünün hangi hususları kapsayacağı ayrıntılarıyla sayılmış ve anılan maddenin 2. Fıkrasında, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde karar verilmesi öngörülmüştür. Buna göre, mahkeme kararlarının kayıtsız ve şartsız olması, infazda hiçbir kuşku uyandırmayacak derecede açık ve kesin olması gerekmektedir. Ayrıca mahkeme kararlarının gerekçeli olması kamu düzeninin de bir gereğidir.
Somut olaya ilişkin olarak, ne yerel mahkemece gerekçeli kararda ve ne de dayanılan bilirkişi raporunda, davacının hesabından izinsiz olarak davalı banka tarafından para alındığı iddiasıyla ilgili bir hususa rastlanılmamıştır. Yerel mahkemece yukarıda anılan hükümler doğrultusunda, davacı tarafın 16.11.2012 harç tarihi ıslah dilekçesinde dile getirdiği hususlarda, gerektiğinde banka kayıtları üzerinde inceleme ve araştırma da yapılarak davacı tarafın tüm taleplerini kapsayacak ve bu hususta gerekçe de içerecek şekilde hüküm oluşturulması gerekirken bu hususlara riayet edilmeden hüküm oluşturulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin Kabulü ile Dairemizin, yerel mahkeme hükmünün onanmasına ilişkin 07.04.2015 tarih ve 2014/7318 E. - 2015/4814 K. sayılı Onama ilamının tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılarak, mahkeme hükmünün yukarıdaki gerekçelerle davacı yararına BOZULMASINA, davacı vekili yararına 1.350 TL vekalet ücretine hüküm olunmasına, ödediği temyiz başvuru, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 03/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.