Davacı, SSK"ya bildirilmeyen 1039 günlük hizmet sürelerinin ve bildirilmeyen çalışmalarının asgari ücret üzerinden belirtilen süreler hariç olmak üzere her ay tam gün çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozma üzerine ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, davalıya ait işyerinde 01.10.1990-11.02.2000 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığının tesbitini istemiştir.
Mahkemece Dairemizin bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereği deliller yeterince toplanmadan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordrolarında yazılı tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Davacının sigortalı hesap cetveline göre 01.10.1990-31.12.1997 tarihleri arası ... sicil numaralı Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi işyerinde ,05.01.1998-29.02.2000 tarihleri arasında .... sicil numaralı davalı P.K. Fındık Entegre Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi işyerinde, genelde her yıl işe giriş bildirildiği, yılın her 3 döneminde kısmi olarak bildirim yapıldığı, Limeted Şirketin 2003 yılında kaydı silinmeden önceki son
ortakları S. P.,M.P.’ın (aynı zaman davalı P.K...A.Ş ortaklarından oldukları) davaya dahil edildikleri,ancak Limited Şirket işyerindeki çalışmaları ile ilgili delil toplanmadığı, dinlenen ve davacı gibi kısmi bildirime konu bordro tanıklarının tesbit döneminde davacının her yılın Ağustos-Haziran döneminde sürekli olarak çalıştığını bildirdikleri halde mahkemece her yılın çalışılan mevsimi ve çalışma şekli ve koşulları hakkında yeterli araştırma yapılmadığı sadece 1998- 2000 yılları arasına ilişkin imzalı ücret bordrosu ve dönem bordrolarının istenildiği, işe giriş bildirgeleri ve ücret bordoları üzerinde inceleme yapılmaksızın sonuca gidilmiştir.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davacının tesbitini istediği ve eksik incelemeye konu olan 01.10.1990-11.02.2000 tarihleri arası sürelerle ilgili olarak davacının tüm işe giriş bildirgelerini içeren şahsi sicil dosyası (SSK) SGK dan,imzalı ücret bordro asılları davalılardan istemek ,bordrolarındaki davacı imzaları üzerinde uzman bilirkişilere imza incelemesi yaptırmak; imzaların davacıya ait olduğunun tespit edildiği dönemler varsa, imzalı ücret bordrolarındaki süreler kadar çalışıldığı kabul ,dışında kalan sürelerin reddine, imzaların davacıya ait olmadığının belirlediği veya imzalı ücret bordrosu olmayan dönemler için ise işverenin kayıtlarına geçmiş bu dönemin tamamında çalışan bordro tanıklarını dinlemek, bulunamadığında bu dönemler için iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken, işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları veya işverenleri gibi kişilerin bilgilerine başvurmak, işe giriş bildirge imzalarının da davacıya ait olanlar belirlendikten sonra bunların davacıyı bağlayacağı, imzası davacıya ait olmayanların dikkate alınmayacağını da göz önüne almak, fındık kırma işinde çalışan kişilerin yılın hangi döneminde çalıştığı, çalışılan mevsimde sürekli çalışılıp çalışılmadığı ilgili meslek kuruluşlarından sormak ve tüm deliller toplandıktan sonra bir arada değerlendirilip eksik bildirilen çalışmaların tespiti yönünde karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 04.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.