14. Hukuk Dairesi 2014/12865 E. , 2015/2378 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.02.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili, davalılar ... ve ... vekilii ile davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davalılar ... ve ... vekili, taşınmazın öncelikle aynen taksimini, satış kararı verilmesi halinde ise taşınmazın imar öncesi kadostro parsellerinin değerleri gözönünde bulundurulmak suretiyle oran kurularak paydaşlığın giderilmesini istemiştir.
Davalılar ... vekili ile ... vekili davanın reddini savunmuşlardır.
Davalılar ..., ... ve ... vekili ile davalılardan ... ve ... 22.01.2014 tarihli dilekçelerinde taşınmazın imar öncesi kadostro parsellerinin durumlarına göre değerleri nazara alınarak satış bedelinin dağıtılmasını istemişlerdir.
Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu 408 ada 323 parsel sayılı taşınmazda ortaklığın umum arasında açık artırma usulü ile satışı suretiyle giderilmesine ve satış bedelinin inşaat mühendisi bilirkişinin 05.06.2014 tarihli raporda (C) ile belirtilen seçenekteki paylaştırmaya göre dağıtılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili, davalılar ..., ... ve ... vekili ile davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre hükmü temyiz eden davalılar vekillerinin ayrı ayrı temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin temyiz itirazına gelince;
Paydaşlığın satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%.....) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Somut olayda, dava konusu 408 ada 323 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu 02.05.2008 tarihinde tapuya tescil edildiği ve davanın da 01.02.2010 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Hükme dayanak yapılan 05.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda ise satış bedelinin üç ayrı seçenek gösterilmek suretiyle taraflar arasında ne şekilde dağıtılması gerektiğinin hesaplandığı görülmektedir.
Bilirkişi raporunda satış bedelinin; (A) seçeneğinde hali hazır fiili duruma göre, (B) seçeneğinde taşınmazın imar öncesi oluşumuna dayanak alınan kadastro parsellerin değerlerine göre, (C) seçeneğinde ise imar öncesi kadastral parsel değerlerinin önceki malikleri arasında imar ile oluşan değer artışının hisseleri oranında tüm paydaşlar arasında dağıtılması hesabına göre oran kurulmak suretiyle hesaplandığı görülmüştür. Mahkemece hesaplamadan (C) seçeneğine itibar edilerek hüküm tesis edilmiş ise de paydaşlığın giderilmesi davalarında dava tarihi itibariyle başka bir deyişle taşınmazın hali hazırdaki imar durumu dikkate alınarak satış bedelinin bilirkişi raporundaki (A) seçeneğine göre dağıtılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalılar vekillerinin ayrı ayrı temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 04.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.