Hukuk Genel Kurulu 2020/349 E. , 2020/754 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mah.sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki “kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı ... vekili ve davalı ... kayyımı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili 14.10.2015 tarihli dava dilekçesinde; Palandöken ilçesi 4459 ada 3 parsel sayılı taşınmazın Palandöken Belediye Encümeninin 31.01.2012 tarihli ve 15 sayılı kararıyla ihale usulü ile ..."ne satıldığını ve ihale sürecinin kesinleştiğini, ihaleyi alan şirketin bedeli ödediğini ve taşınmazın tescil aşamasına geldiğini, ancak taşınmaz üzerinde davalı belediyenin üçüncü şahıslara ve kamu kurumlarına olan borçları nedeniyle konulan hacizlerden dolayı devrin gerçekleştirilemediğini, davalı şirketin taşınmaz üzerine Akkent 8 Sitesi isminde bina yaptığını ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleriyle üçüncü kişilere sattığını, müvekkilinin 25.03.2012 tarihinde imzaladığı sözleşmeyle 80.000,00TL karşılığında A blok 4. kat 16 nolu daireyi satın aldığını, halen bağımsız bölümü kullandığını, bugüne kadar tescil için yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını ileri sürerek dava konusu 4459 ada 3 parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin satın aldığı bağımsız bölüme düşen arsa payı oranında tapunun iptali ile müvekkili adına tesciline, taşınmazın tapu kaydına konulan haciz şerhlerinin terkin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5.1. Davalı ... vekili 18.11.2015 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkilinin, davacı ile davalı şirket arasında yapılan sözleşmenin tarafı olmadığını, bu nedenle müvekkili yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, yapılan sözleşmenin tarafları bağlayacağını ve sadece taraflar arasında hüküm ve sonuç doğuracağını, üçüncü kişi olan müvekkiline yönelik tescil talebinin ileri sürülemeyeceğini, müvekkilinin bu sözleşme ile herhangi bir borç altına girmediğini, taşınmazın 2886 sayılı Kanun kapsamında ihale suretiyle satıldığını, Kanunun 58. maddesi gereğince tescil konusunda yükümlülüğün alıcıya ait olduğunu, diğer davalının tescille ilgili başvurusu olmadığından müvekkilinin bu konuda herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
5.2. Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararı:
6. Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici MahkemesiSıfatıyla) 03.05.2016 tarihli ve 2015/947 E., 2016/456 K. sayılı kararı ile; dava konusu bağımsız bölümün bulunduğu arsanın ihale yolu ile davalı şirkete satıldığı, bedelinin ödendiği, yapılan binaların projesinin diğer davalı ... tarafından onaylandığı, davalı şirketin arsayı adına tescil ettirmeyerek ve kat mülkiyetine geçmeyerek bağımsız bölüm tapularını vermeye yanaşmaması nedeniyle davacı tarafından tapu iptali ve tescil davası açıldığı, taşınmaz satışının şekle aykırılığı nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürmenin katı bir yorum olacağı, sözleşmenin geçerliliği ile tapudan devredileceği konusunda alıcıda güven uyandırıp ondan satış bedelini alan tarafın şekle aykırılığa dayanmasının iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağı, taşınmazın ihalesinin tabi olduğu 2886 sayılı Kanun’un 58. maddesinde belirtildiği üzere tescille ilgili yükümlülüğün ihale alıcısına ait olduğu, ihale tarihi itibariyle taşınmaz üzerinde herhangi bir takyidat bulunmadığı, tapuda görülen haciz şerhlerinin ihale tarihinden sonraki tarihlerde konulduğu, davalı ... Başkanlığının tapu kayıt maliki olarak davada taraf sıfatının bulunduğu, tescil yapılmaması konusunda herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, 4459 ada 3 parsel üzerinde bulunan Akkent-8 Sitesi A Blok zemin + 3. kat 16 numaralı bağımsız bölümün arsa payı olan 14168/575576 oranında tapusunun iptali ile dava konusu taşınmazın 14168/575576 hisse ile (50,953 m2) davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 14. Hukuk Dairesince 20.05.2019 tarihli ve 2016/11787 E., 2019/4555 K. sayılı kararı ile; “Davacı ... ve davalılardan Karadayı Konut Ltd Şti arasında imzalanan 25.03.2012 tarihli adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesi ile davalı, sözleşmede belirtilen bağımsız bölümün tapuda devrini taahhüt etmiştir.
Sözleşme ile satıma konu edilen bağımsız bölümün bulunduğu arsa, davalılardan Palandöken Belediyesi adına tapuda kayıtlı olup, henüz kat irtifakı yahut kat mülkiyeti kurulmamıştır.
Taşınmazın ihale ile Karadayı Konut Ltd Şti ne satıldığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Ancak ihale kesinleştirilmiş olmasına rağmen tapuda henüz Karadayı Konut Şirketine devredilmemiştir.
Taşınmaz malların ihtiyari açık artırma usulü ile satımından, mülkiyet ihale ile değil, ancak tapuya tescille geçer. Bu durumda tescil; artırma memurunun satıma dayanak olan "Satım Zabıtnamesini (tutanağını)" tapu sicil müdürlüğüne göndermesi üzerine yapılır.
Satımı belirleyen ihale tutanağı kurucu bir fonksiyona sahip olmayıp, açıklayıcı bir belge niteliğinde bir ispat aracı konumundadır. Diğer bir deyimle; taşınmazın açık artırmayla satılma işlemi cebri artırmadan farklı olarak; kendisine dayanılarak tapuya tescil muamelesinin yapılmasına olanak veren hukuki bir neden, bir ispat aracı olup, mülkiyetin geçişi ise ancak tapuya tescille olur.
İhale ile satışa konu edilen taşınmaz, tapuda devredilmemiş olduğundan ihale alıcısının bu taşınmaz üzerine inşa ettiği bağımsız bölümlerin haricen satışına ilişkin tasarrufunun hukuken geçerliliği bulunmaktadır.
Somut olaya gelince; dava konusu 4459 ada 3 parsel sayılı taşınmazın halen davalı ... adına kayıtlı olduğu dosya arasında bulunan tapu kaydından anlaşılmaktadır.
Davacının dayandığı 25.03.2012 tarihli sözleşme davacı ... ile davalı Karadayı Konut Yapı A.Ş arasında hüküm ifade etmektedir. Dava konusu taşınmaz tapu kaydında halen ... adına kayıtlı olduğundan davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmaması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile karar oyçokluğu ile bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 07.11.2019 tarihli ve 2019/278 E., 2019/487 K. sayılı kararı ile; ihale alıcısı ..."nin ihalenin kesinleşmesinin ardından kararlaştırılan bedeli davalı belediyeye ödeyerek tescil için gerekli yükümlülükleri yerine getirdiği, ancak belediyenin kesinleşen ihale kapsamındaki tescil yükümlülüğünü yerine getirmediği, belediyenin arsa üzerinde ..."nin kesinleşen ihale kapsamında sözleşmeye uygun şekilde tasarrufta bulunmasına rıza gösterdiği, bu nedenle belediyenin, söz konusu arsanın tapudaki devrini ihale sözleşmesine aykırı davranarak devretmemesi nedeniyle iş bu davanın reddini talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğu, davalı ... tarafından yapılan ihale bedelinin davalı şirket tarafından ödenmesi ve ihalenin kesinleşmesi ile davaya konu taşınmazın mülkiyetinin davalı şirkete geçtiği, imzalanan sözleşme kapsamında, davaya konu taşınmaz ile ilgili, sözleşme şartları ve ödenen bedel oranında davacının, davalı şirketin haklarına davalı belediyeye karşı halef olduğu gerekçeleriyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... kayyımı tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı ... tarafından ihale ile satışa konu edilen ve ihale süreci kesinleşen ancak tapuda devri yapılmamış olan taşınmaz üzerine ihale alıcısının inşa ettiği bağımsız bölümlerin, üçüncü kişilere haricen satışının geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle dosya kapsamına göre davalı ...’yi temsilen kayyımın temyiz dilekçesinde belirttiği adli yardım talebinin yerinde olup olmadığı, adli yardım talebinin yerinde olmadığına karar verilmesi hâlinde temyiz harç ve giderlerinin tamamlattırılması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
13. Davalı ...’yi temsilen kayyım, mahkemeye verdiği 23.12.2019 havale tarihli temyiz dilekçesi ile adli yardım talebinde bulunarak müvekkilinin temyiz harcından muaf tutulmasını istemiş, bu nedenle de temyiz dilekçesini verirken gerekli harç ve giderleri yatırmamıştır.
14. Adli yardım talebi kanun yoluna başvuru sırasında istendiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 336/3. maddesi uyarınca davalı ...’ni temsilen kayyımın adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtay"a aittir.
15. Sosyal hukuk devletinin bir gereği olarak kabul edilmiş olan adli yardım, ekonomik bakımdan yetersiz olan kimselere, yargı organları önünde haklarını arayabilmeleri veya savunma yapabilmeleri için parasal kolaylıklar sağlanması anlamına gelir. Bu anlamdaki kolaylıklar yargılama giderlerinden muafiyet ve ücretsiz hukuki yardım sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir (Pekcanıtez H./ Özekes M./ Akkan M./ Taş Korkmaz H.: Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt III, İstanbul 2017, s. 2410-2411).
16. Adli yardım 6100 sayılı HMK"nın 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre adli yardımın şartları “ödeme gücünden yoksun olma” ve “talebin açıkça dayanaktan yoksun olmaması”dır. Adli yardım isteğinde bulunan kimsenin, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken yargılama giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olması gerekir (m. 334/1). Adli yardım talebinde bulunan kimsenin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir (m. 336/2).
17. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı bu belgeler incelenerek belirlenecektir. Ayrıca HMK"nın 334/1. maddesi hükmünce gerçek kişilerin adli yardımdan istifade etmesi mümkün olup, 334/2. maddesinde öngörülen kamuya yararlı dernek ve vakıflar dışındaki tüzel kişilerin kural olarak adli yardımdan yararlandırılması mümkün değildir.
18. Somut olay incelendiğinde; adli yardım isteminde bulunan davalı şirket olup 6100 sayılı HMK"nın 334/2. maddesinde adli yardımdan yararlanabilecek tüzel kişilerden olmadığından talebinin reddi gerekmiştir.
19. 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)"nun 434/III. maddesinde temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödeneceği, bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa kararı veren hâkim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek 7 günlük kesin süre içinde tamamlanması gerektiği, aksi hâlde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususunun temyiz edene yazılı olarak bildirileceği, verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durumda davalılardan ...’yi temsilen kayyımın temyiz itirazlarının incelenebilmesi için temyiz harç ve masraflarının tamamlatılması yönünde HUMK"nın 434/III. maddesine göre işlem yapılması gerekmektedir.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalılardan ...’yi temsilen kayyımın adli yardım talebinin REDDİNE,
2- Temyiz harç ve giderlerinin tamamlatılması için 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK’nın 434/III. maddesi uyarınca işlem yapılmasına,
Bu nedenle dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 13.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.