3. Ceza Dairesi 2020/3405 E. , 2020/5826 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1) Sanığın arkadaşı olan ve daha önceki bir meseleye dayalı olarak olay günü aralarında çıkan tartışma neticesinde yaraladığı katılanın, Adli Tıp Kurumu Kartal Şube Müdürlüğünce tanzim olunan 06/06/2013 tarihli rapora göre hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı olay sebebiyle açılan kamu davasının, İstanbul Anadolu 19. Asliye Ceza Mahkemesince, 27/02/2014 tarihli, 2013/230 Esas ve 2014/98 Karar sayılı “Görevsizlik” kararı ile, eylemin, “Kasten Öldürmeye Teşebbüs” suçunu teşkil edebileceği ihtimaline binaen “delillerin takdir ve değerlendirmesinin yüksek görevli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu” gerekçesiyle mahalli mahkemeye gönderildiğinin anlaşılması karşısında; Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarınca belirlenmiş kriterlerin somut olay üzerinde irdelenmesi suretiyle sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye mi yoksa kasten yaralamaya mı yönelik olduğunun, denetime imkan verecek şekilde gerekçede tartışılarak tespiti ile sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken, bu hususta herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,
2) Sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak, Adli Tıp Kurumu Kartal Şube Müdürlüğünce tanzim olunan 06/06/2013 tarihli raporda katılanın, “Sol paraumblical bölgede 3 cm."lik genişliği, 6 cm. derinliği olan batına nafiz kesi” bulunduğunun ve mevcut yaralanmanın “Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu”nun belirtilmesi karşısında, bahse konu yaralanmanın, ne şekilde hayati tehlikeye neden olduğu hususunda, en yakın Adli Tıp Kurumu ilgili Şube Müdürlüğünden denetime imkan verecek şekilde nihai rapor temini ile sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yargılamaya devamla hüküm kurulması,
Kabule göre de;
3) Sanığın da katılan tarafından basit şekilde yaralandığı ve mahkemece ilk haksız hareket hareketin kimden geldiğinin belirlenemediğinin kabul edildiği olayda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarihli, 2002/4-238 Esas ve 367 Karar sayılı kararı ile bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren içtihatlarında benimsendiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği hallerde, sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik indiriminin, TCK"nin 3. maddesinde belirtilen orantılılık ilkesi gereğince asgari hadden (1/4) oranında uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
4) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas ve 2017/247 sayılı Kararında belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK"nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No: 25444/94, P. 67, Sadak ve diğerleri/Türkiye No: 29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, 17.07.2001) kararlarında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve CMK’nin 226. maddesine muhalefet edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
5) Sanık hakkında hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK"nin 86/1. ve 86/3-e maddelerine göre ceza miktarı belirlendikten sonra, aynı Kanun"un 87/1-d maddesinin tatbiki neticesinde tespit olunan ceza miktarının 5 yılın altında kalması halinde TCK"nin 87/1-son maddesi gereğince 5 yıla çıkartılması gerekirken; doğrudan TCK’nin 87/1-d-son maddesi işaret edilerek yazılı şekilde uygulama yapılmak suretiyle TCK"nin 61. maddesine aykırı davranılması,
6) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkın dikkate alınmasına, 04.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.