20. Hukuk Dairesi 2015/9851 E. , 2016/5143 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ile davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 129 ada 15 parsel sayılı 11.929,15 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, ham toprak niteliğiyle ... adına tesbit edilmiştir. Davacı gerçek kişi, çekişmeli taşınmaz üzerinde zilyetliği bulunduğu, kendisine taksimle kaldığı iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin .../... E. - ... K. sayılı ilâmıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle çekişmeli taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Ancak, dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tesbiti kimse tarafından kullanılmadığı ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak niteliğiyle Hazine adına yapılmış olup, davacı kendisine murisinden taksimle kaldığı ve zilyetliğinin bulunduğu iddiası ile bu davayı açtığına göre bunu ispatlamakla yükümlü olmasına rağmen mahkemece davacının bildireceği tanıklar mahallinde dinlenmeden sadece yerel bilirkişi ve tesbit bilirkişilerinin beyanlarına göre hüküm kurulmuştur. Bundan ayrı olarak, mahkemece çekişmeli taşınmazların öncesinin orman niteliğinin ve hukukî durumunun belirlenmesi ve eğiminin doğru olarak hesaplanması için belediyede bulunan halihazır harita ve münhanili haritalar ile varsa topografya haritaları bulundukları yerden getirtilerek bir jeolog eliyle uygulanmadığı gibi uzman orman ve fennî bilirkişiler tarafından 1985"li yıllara ilişkin memleket haritası üzerinde uygulama yapılarak bu belgede tasarruf çizgilerinin bulunup bulunmadığı da araştırılmamış ve çekişmeli taşınmazın kuzey sınırında bulunan meşe ağaçları ile ilgili değerlendirme de yapılmamıştır.
Bu nedenlerle; dava konusu taşınmaza komşu olan 129 ada 2, 3, 4 ve 5 sayılı parsellere ilişkin kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanakları kesinleşmiş olup olmadıkları şerh edilerek dosyaya getirtilmeli, kesinleşmiş ise tapu kayıtları ilgili yerlerden getirtilmeli, Çekişmeli taşınmazın öncesinin orman niteliğinin ve hukukî durumunun belirlenmesi ve eğiminin doğru olarak hesaplanması için, yöreye ait bulunabilecek en eski memleket haritası, amenajman planı, hava fotoğrafı ile belediyede bulunan hali hazır harita ve münhanili haritalar ile varsa topografya haritaları ile 1985-1990’lı yıllardan sonraki aktüel durumunu gösteren memleket haritası ve hava fotoğrafları bulundukları yerden getirtilerek bir jeolog, bir orman ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden keşif yapılarak memleket haritası, hava fotoğrafı, amenajman planı, münhanili harita ve topografya haritası çekişmeli taşınmaza ve çevresine uygulanarak haritalardaki konumu saptanıp, taşınmazın eğimi duraksamaya yer vermeyecek biçimde hesaplatılmalı, anılan belgeler, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, hukuken ve bilimsel olarak ve Hukuk Genel Kurulunun 15.11.2000 gün ve 2000/20-1663/1694 sayılı kararında açıklandığı gibi eğimi % 12’nin üzerinde olan toprak ve orman muhafaza karakteri taşıyan funda veya makiliklerle örtülü yerlerin orman niteliğinde ve 6831 sayılı Kanunun 1/J bendi kapsamı dışında olduğu gözetilmeli; çekişmeli taşınmazın orman olmadığı ve özel mülkiyete konu olacak yerlerden olduğu belirlendiği takdirde zilyetlikle kazanma koşullarının araştırılması gerektiği”ne değenilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyulduktan sora; davanın kabulüne, çekişmeli ... köyü 129 ada 15 sayılı parselin kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın tamamı 24 pay kabul edilerek kararda gösterilen ... ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından esasa, davacı tarafından ise vekâlet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
1- Davalı ... temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
2- Davacı ...’ın temyiz itirazlarına gelince;
Yargılama gideri ve harçlarının kural olarak davada haksız çıkan tarafa yükletileceği 6100 sayılı HMK’nın 326/1. maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, mahkemece dava kabul edildiğine göre, anılan madde uyarınca yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ve davalı ... harçtan muaf olması nedeniyle de davacı tarafından yatırılan peşin harcın davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, davacının yaptığı masrafların üzerine bırakılmasına ve bakiye harcın kendisinden tahsiline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalı ... temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İki numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davacı ...’ın temyiz itirazının kabulüyle yargılama gideri ve bakiye harç yönünden hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/05/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.