10. Hukuk Dairesi 2016/19093 E. , 2017/3301 K.
"İçtihat Metni"
... adına Av. ... ile ... Uluslararası Nak. Tic. Ltd. Şti adına Av. ... ile ... Kurumu Başkanlığı adına Av. ... aralarındaki dava hakkında ... 9. İş Mahkemesi’nden verilen 1404.2016 günlü ve 2015/210, 2016/181 sayılı hükmün, Dairemizin 28.06.2016 tarih ve 2016/8456-2016/10744 sayılı ilâmı ile onanmasına karar verilmiştir. Davalı ... Uluslararası Nak. Tic. Ltd. Şti avukatı tarafından maddi hata nedeniyle kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1-İş Mahkemeleri Kanun’unun 8/3’üncü madde hükmü uyarınca İş Mahkemelerince verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ne var ki, Yargıtay onama ve bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunması hallerinde dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayanılarak verilmiş olan onama ve bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır.
Öte yandan bilindiği üzere usul kuralları (görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hata) kamu düzeni ile doğrudan bağlantılı olup, taraflar yararına usulü kazanılmış hak oluşturmamaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.03.1972 gün ve 1968/1-277-176, 01.03.1995 gün ve 1995/7-641-117, 23.01.2002 gün ve 2001/1-1010-2002/1, 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı kararları; Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-2001 Baskı, cilt 5, sayfa 4771 vd)
Prime esas kazancın tespitine istemine ilişkin olan davada; davalı ... Uluslararası Nak.Tic.Ltd.Şti’ini temyiz dilekçesinin görülmemesi karşısında; Dairemizin 28.06.2016 tarih ve 8456/10744 Karar sayılı ilamının maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmakla, Dairemizin maddi hataya dayalı 28.06.2016 tarih ve 8456/10744 Karar sayılı onama kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Eldeki davada istemin, uluslar arası nakliye faaliyetini yürüten işverene ait işyerinde 21.08.2002 – 11.12.2009 döneminde hizmet akdine tabi şoför olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilen çalışma süreleri yönünden gerçek sigorta primine esas kazancın tespitine ilişkin olduğu anlaşılmakla mahkemece yapılan yargılamada, ayda 1 kez yurt dışına sefer yapılıp sefer başına asgari ücretle birlikte ayrıca 500 Euro ücret ödendiği kabul edilerek istem hüküm altına alınmıştır. Dairemizce, mahkemece verilen karar, 30.12.2014 tarihli ilamla, dosyaya kanıt olarak sunulan ücret bordroları, ücret ödeme fişleri, tediye makbuzları, mahsup fişleri, banka dekontları, banka hesap hareketleri ekstresi, yurt dışı harcamaları döküm listeleri irdelenmeli, sefer primi veya harcırah adı altında gerçekleştirilen ödemelerin tamamının ya da bir kısmının 77. ve 80. maddeler kapsamında görev yolluğu niteliğinde olup olmadığı açıklıkla ortaya konulmalı, belgelerin, ait olduğu çalışma dönemi bakımından yazılı delil oluşturacağı gözetilmeli, ayrıca, işçilik alacaklarına yönelik kesinleşen davada verilen karar sonrasında davacıya işverence ödeme yapılıp yapılmadığı belirlenip öngörülen yöntem izlenmeli, buna göre ödemenin yalnızca hizmetin gerçekleştiği son ayın prime esas kazancına dahil edilebileceği dikkate alınmalı gerekçeleriyle bozulduğu, bozma sonrası yapılan yargılamada, bordrolarda tahakkuk ettirilen kazançlar dışında herhangi bir kayıt, yazılı belgenin dosyaya sunulamadığının belirlendiği, işçilik alacağı dosyasında yapılan ödeme dikkate alınarak onun son aya maledildiği ancak diğer dönemler yönünden ise bir önceki karar gibi hüküm verildiği anlaşılmıştır
Mahkeme, bozma gereğini tam olarak yerine getirmemiştir. İşçilik alacağına ilişkin yapılan ödeme dikkate alınarak son aya maledilen prime esas kazancın isabetli olduğu, davacının 2009 yılı banka kayıtlarına göre, bildirilenle bankaya yapılan ödemeler karşılaştırılarak sadece bu dönemlerde eksik bildirim bulunması halinde bu miktarların belirlenerek ilgili aya maledilmesi ayrıca diğer dönemler yönünden yazılı belge sunulamadığı da dikkate alınarak Kuruma bildirilen ücretle çalıştığı kabul edilip diğer dönemler yönünden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirir.
Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalılar bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 17.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.