Davacı, davalı işveren nezdinde 01.03.1986-08.03.2005 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davalıya ait işyerinde 1986 yılı mart ayı ile 08.03.2005 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 31.01.1990-08.03.2005 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Dosya içersindeki bilgi ve belgelerden, davacının davalı iş verene ait iş yerinde 1989/3 dönem 5 gün ve 01.01.1990 tarihinden itibaren 1990/1 dönemde 5 gün çalışmasının Kurum’a bildirilmiş, bildirime uygun olarak da primlerin ödenmiştir. Davacının 08.03.2005 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeni ile yapılan inceleme sırasında İş müfettişine verdiği 11.05.2005 tarihli ifadesinde . “1987 yılından itibaren ocakta iş olduğu zaman çalıştığını ve yılda 5-6 ay çalışıla bildiğini” söylediği anlaşılmaktadır. Müfettiş raporları 506 sayılı Yasa’nın 130.maddesi gereğince aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olan güçlü delil niteliğinde olup itibar edilmesi zorunlu belgelerdendir. Bu nedenle müfettiş tutanağının aksinin tanık beyanları ile değil ancak güçlü ve inandırıcı deliller ile kanıtlanabilir. Bu nedenle davacının çalışmasının kesintisiz kabul edilerek tespit kararı verilmesi doğru değildir. Yapılacak iş, davacının çalışmasının geçtiği iş yerinin çalışma koşulları da dikkate alınarak yılın hangi dönemlerinde çalışma yapıldığının, zabıta ve ilgili kuruluşlar aracılığı ile tespit edilip, davacının yılda 5-6 ay çalışma yapıldığı yönündeki ifadesi de dikkate alınarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı işverene iadesine, 01.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.