Davacı, 1.4.1980-1.12.1980 tarihleri arasındaki sigortalılığının geçerli olduğunun tesbitiyle, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının K. Tuğla Fabrikası iş yerinde 01.04.1980-01.12.1980 tarihleri arasında geçen ve davalı kurum tarafından iptal edilen 72 günlük sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti ile kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın Kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Davacının K. K.adına tecilli ...sicil nolu iş yerinde 01.04.1980 tarihinden itibaren 1980/2 döneminde 56 gün, 1980/3 döneminde 72 gün, ve 1980/4 döneminde 30 gün çalışması ile ilgili dönem bordrolarının kuruma verildiği ve primlerinin ödendiği, daha sonra 18.05.1993 tarihinde SSK müfettişi tarafından iş yerinde yapılan denetim sonucu tutulan tutanak ile söz konusu iş yerinde aralarında davacının da bulundu 33 kişinin ücret bordrolarında isimleri bulunmadığı halde dönem bordrolarına işverenin bilgisi dışında sonradan ilave edildiği ve işverence tanınmadığının tespit edildiği ve SSK Çorum Sigorta İl Müdürlüğü’nün 31.05.2006 tarihli yazısı ile davacının 1980/II ve 1980/III dönem çalışmalarının iptal edildiğinin bildirildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa’sının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan
soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan, davacının 1980/II ve 1980/III dönemdeki çalışmalarının Kurum tarafından iptaline gerekçe olan SSK müfettiş tarafından düzenlenen tutanakta isimleri bulunan tanıklar H.M.ve S. E.’ın beyanı ile yetinilerek sonuca gidildiği ortadadır. Yapılacak iş; uyuşmazlık konusu dönem olan 11980/II ve 1980/III dönemde çalıştığı tespit edilen ve SSK müfettiş tespit tutanağında ismi bulunmayan bordro çalışanlarının; yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.