Davacı, davalı işveren nezdinde 01.01.1993-20.03.2005 tarihleri arası çalıştığının tespiti ile işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava davacının, davalı gösterilen H. Ö. Müdürülüğünde 1.1.1993-20.3.2005 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tesbiti ile işçilik alacakları istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının davalı işyerinde 1.1.1993-20.3.2005 tarihleri arasında her yıl için yaz tatillerinde 2 ay ve sömestr tatillerinde 15 gün çalışmadığı bunların dışında geçen çalışmalarının 9 yıl 8 ay olarak tesbitiyle işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmiştir
Hizmet tesbiti davaları sonuçta, tesbiti istenilen süreye ilişkin sigorta primlerinin tahsili istemini de içerdiğine göre, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 80. maddesinin açık hükmü de dikkate alındığında, bu yolda yapılacak işlemin sonradan işverenin hak alanını da ilgilendireceği açıktır. Hal böyle olunca da bu tür davalarda gerçek işverenin de taraf bulunması doğal ve hatta zorunludur. Yargıtay’ın yerleşik uygulaması da bu doğrultudadır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu’nun 04.10.2000 gün ve E. 2000/21-1241, K.2000/1236 sayılı kararı da aynı esasları içermektedir.
3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 37. maddesinin a) bendine göre Milli Eğitim Bakanlığı’nın birimlerinden olan Öğretmenevi Hizmet ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın görevleri arasında öğretmenevleri, öğretmen lokalleri, öğretmen eğitim merkezi ve tatil köyleri ile diğer sosyal tesisleri açmak, kurmak, bu tesislerin yönetimi ile ilgili hizmetleri düzenlemek ve yürütmek bulunmaktadır. Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenevleri, Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulları, Öğretmen Lokalleri ve Sosyal Tesisler Yönetmeliği’nin 6. maddesine göre, öğretmenevi/öğretmenevi ve akşam sanat okulları, sosyal tesisler ile öğretmenevi/öğretmenevi ve akşam sanat okullarına bağlı olarak öğretmen lokali, milli eğitim müdürlüğünün teklifi, valiliğin uygun görüşü ve bakanlık onayı ile açılır ve kapanır. Bu durumda, öğretmenevleri Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olduğundan, öğretmenevinde geçen hizmetlerin tesbiti davasının da Milli Eğitim Bakanlığı aleyhine açılması gerekmektedir. Hal böyle olunca, dava ekonomisi, hizmet tespiti davasının Anayasa’da ifadesini bulan temel haklardan sosyal güvenliğe ilişkin oluşu, davacının dava dilekçesinden anlaşılan iradesi dikkate alınarak, bu eksikliğin (hatanın) mahkemece doğrudan (resen) dikkate alınıp, gerçek hasma husumetin yöneltilerek davanın sonuçlandırılması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece yapılacak iş, Milli Eğitim Bakanlığı’na husumetin yöneltilmesini sağlamak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın gösterdiği deliller toplanmak ve tüm deliller birlikte değerlendirilmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,27.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.