19. Hukuk Dairesi 2019/243 E. , 2020/1340 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi sonucu...Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf isteminin reddine yönelik verilen kararın davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı bankanın davacı hakkında kambiyo takibi başlattığını, takibe konu edilen senedin teminat senedi olarak boş olarak tanzim edildiğini, içeriğinin anlaşmaya aykırı olarak doldurulup takibe konulduğunu,senet üzerindeki para miktarı, birimi ile tanzim tarihi ve vade tarihi arasındaki 7 yıllık zaman farkının bu iddialarını ispat ettiğini, davacının 2013 yılında asıl borçlu şirketin ortaklığından ayrıldığına ve kefalet sorumluluğunun sona erdiğine ilişkin gönderilen ihtarnameye davalı bankanın cevap vermediğini, senedin geçerli olduğu kabul edilse bile tanzim tarihi itibariyle değerinin tespitinin gerektiğini, senet üzerinde imza yaşı ve mürekkep yazı yaşı incelemesi yapılması gerektiğini ileri sürerek davacının bonoya dayalı icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı hakkında başlatılan icra takibinin 4.100.000.-TL olan bonoya dayandığını, davalının bonoda avalist olduğunu, işbu dava tarihinden sonra 26.06.2015 tarihinde senet borçlusu ve avalist Tahsin Adiloğlu ile alacaklı banka arasında protokol imzalanmış olduğunu, protokol tarihi itibariyle davalı bankaya 2.751.532,07 TL tutarında borçlu olduklarını, icra takibine konu bonoya herhangi bir itirazlarının olmadığını kabul ettiklerini, senedin teminat senedi olduğunu davacının ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddi ile %20 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davadan sonra düzenlenen protokolde dava dışı asıl borçlu şirketin takip konusu borcu kabul ettiği, davacının senedin teminat senedi olduğu ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu yönündeki iddialarını ispatlayamadığı, davacının dava açmakta kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, açığa bono düzenlenmesinin mümkün olduğu, bononun boş kısımlarının anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden borçlunun bu iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiği, davacının bonoda aval veren konumunda olduğu, şekle ait noksandan başka bir sebep ileri süremeyeceği, davacı tarafından belirtilen senette tahrifat iddiasının dava dilekçesinde ileri sürülmediği, davanın reddi kararının isabetli olduğu, davalının istinaf isteminin ise mahkemece verilen herhangi bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 07.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.