19. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/3383 Karar No: 2014/6159 Karar Tarihi: 31.03.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/3383 Esas 2014/6159 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı, müvekkilinin kambiyo senetlerine özgü icra takipleri başlattığını ancak senetlerin müvekkile zorla ve kandırılarak imzalatıldığını iddia ederek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise dükkanını davacıya sattığını ve bedelini almak için senetlerin verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme, Adli Tıp Kurumu raporu ile davacının fiil ehliyetini haiz olduğunu tespit ederek davanın reddine karar vermiştir. Ancak davacının akıl sağlığı hakkında şüpheler olduğundan sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunularak davacıya vasi tayini gerekip gerekmediği hususunun belirlenmesi, gerekiyorsa vasiye husumet yöneltilmesine izin kararı alındıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak Türk Medeni Kanunu'nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün \"Bildirim\" başlıklı 9/son maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunma ve vasi tayini hususları yer almaktadır.
19. Hukuk Dairesi 2014/3383 E. , 2014/6159 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 07/11/2013 NUMARASI : 2010/239-2013/504
Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, davalının müvekkili hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takipleri başlattığını, ancak müvekkilinin arkadaşı olan davalının müvekkilinin akıl sağlığının kandırılmaya elverişli olduğunu çok iyi bildiğini, takiplere konu senetlerin de müvekkiline zorla ve kandırılarak imzalatıldığını, davacının akli durumunun normal olmadığının sağlık kurulu raporuyla da tespit edildiğini belirterek müvekkilinin takibe konu senetler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, müvekkilinin kendisine ait olan dükkanını içindeki malzemelerle birlikte davacıya 35.000,00 TL bedelle devrettiğini ve karşılığında 35.000,00 TL bedelli senetlerin alındığını savunarak davaların reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; Adli Tıp Kurumu raporu ile davacının tasarruf tarihinde ve raporun düzenlendiği tarihte fiil ehliyetini haiz olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili tarafından davacının akıl sağlığının yerinde olmadığı ileri sürülmektedir. Bu durumda mahkemece öncelikle Türk Medeni Kanunu"nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün ""Bildirim"" başlıklı 9/son maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunularak davacıya vasi tayini gerekip gerekmediği hususunun belirlenmesi, gerekiyorsa vasiye husumet yöneltilmesine izin kararı da alındıktan sonra taraf teşkili usulüne uygun şekilde sağlanıp yargılamaya devam edilmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.