10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/13412 Karar No: 2017/3264 Karar Tarihi: 12.04.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/13412 Esas 2017/3264 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/13412 E. , 2017/3264 K.
"İçtihat Metni"
... adına Av. ... ile ... Ltd. Şti. aralarındaki dava hakkında ... 1. İş Mahkemesi"nden verilen 26.03.2015 gün 2014/178-2015/353 sayılı hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü; Davalı şirket hakkında yapılan araştırmada ... Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden gelen cevapta, şirketin tescil tarihinin 24.10.2014 olduğu anlaşılmakla, davaya konu iş kazası tarihinden sonra şirketin tescil edilmesi karşısında, şirketin akıbeti araştırılmalıdır. Anılan şirketin başka bir şirkete dönüşüp dönüşmediği, .../... adresli bildirilen şirketin ...’daki davaya konu inşaatın yapımını üstlenip üstlenmediği, davacı kurum raporunda şirket ortağı olarak... isimli kişi tarafından imzalandığı, bu kişinin tebliğ yapılan şirket ortağı olup olmadığı irdelenerek taraf ehliyeti hususundaki tereddüt giderilmelidir. Şayet tebliğ yapılan şirketin taraf olması halinde ise, gıyabi hükmün davalı şirket adına "daimi çalışan..." imzasına usulsüz tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesine göre; hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır. 25.01.2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 21. maddesinde ise; tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olduğu takdirde tebliğin orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması gerektiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, işyeri temsilcisinin işyerinde bulunup bulunmadığı, tebligatı alacak durumda olup olmadığı tebliğ belgesine şerh verilmediği gibi, işçinin vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş olup olmadığı, bu şahısların bulunmamaları nedeniyle tebligatın anılan kişiye yapıldığı hususlarında da tebliğ mazbatasında herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Bu nedenle gıyabi hükmün, davalı şirkete yöntemince tebliğ edilerek ve gerektiğinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesinde yer alan 1086 sayılı Yasanın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanmasının gerektiğine ilişkin düzenleme gereğince) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine 12.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.