Dava, davacının ölen sigortalı eşinin 690 gün 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışmasıyla 480 günlük askerlik borçlanması ile toplam 1173 gün hizmeti üzerinden, tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.01.2006 tarihinden itibaren , kabul edilmediği takdirde askerlik borçlanmasını ödediği tarihi takip eden aybaşından bu da kabul edilmez ise Anayasa Mahkemesi"nin iptal hükmünün yürürlük tarihi olan 07.10.2006 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının ölen sigortalı eşinin 690 gün 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışmasıyla 480 günlük askerlik borçlanması ile toplam 1173 gün hizmeti üzerinden, tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 1.1.2006 tarihinden itibaren, kabul edilmediği taktirde askerlik borçlanmasını ödediği tarihi takip eden aybaşından bu da kabul edilmez ise Anayasa Mahkemesi’nin iptal hükmünün yürürlük tarihi olan 7.10.2006 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacıya 7.10.2006 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmiştir.
Sosyal Güvenlik Sistemimizde sigorta kollarından birini oluşturan ölüm sigortasından yararlanabilmek için yasada gösterilen koşulların oluşması zorunludur. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 Sayılı Yasa’nın 66/c maddesinin “… veya en az 5 yıl sigortalı bulunup, sigortalılık süresinin her yılı için ortalama 180 gün…” bölümü Anayasa Mahkemesinin 6.1.2005 tarihli 2001/479 Esas 2005/1 sayılı Kararı ile iptal edilip, kararda iptal hükmünün de bir yıl sonra yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra 506 sayılı Yasanın 66- c bendi 12/12/2006 tarih 5561 sayılı yasanın 1 maddesiyle “ 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinde en az 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş durumda,” şekli ile yeniden düzenlenmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 28.8.2005 tarihinde ölen davacı murisinin hizmet cetveline göre 1.10.1983-17.9.2004 tarihleri arasında kesintili olarak toplam 623 gün 506 Sayılı Yasa tabi sigortalı olduğu, Kurumun 7.12.2006 tarihli tahakkuk işlemiyle 8 aylık askerlik süresi borçlanma bedelini 849,00 YTL olarak 22.12.2006 tarihinde ödendiği, yine askerlik borçlanması için 1 yıl 6 aylık borçlanma süresine dair Kurumun 30.12.2005 tarihli tahakkuk işlemi karşılığı bedelinin yatırıldığına dair dosyada makbuz bulunmadığı, bu durumda davacı mursinin 8 aylık askerlik borçlanması dahil toplam 863 gün sigortalılık süresinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda murisin sadece 8 aylık süre yönünden yapılan askerlik borçlanması dahil toplam 863 gün sigortalı hizmeti bulunması karşısında; anılan yasa maddesi bendi içerinde yer alan ve iptal edilmeyen 1800 gün prim ödeme koşulu ile yine 506 sayılı Yasanın 66- c bendini tümden değiştiren 12/12/2006 tarih 5561 sayılı yasanın 1. maddesiyle getirilen en az 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeme koşuluda sağlanmadığı halde mahkemece ölüm aylığı koşulları açıkça tartışılmadan, askerlik süresinin tümü borçlanılmış gibi değerlendirilerek istemin kabulüne karar verilmesi ayrıca kabul şekli bakımından da 5561 sayılı Yasa ile 506 sayılı Yasa"ya eklenen Geçici 93. Maddesinde bu değişiklikle öngörülen şartları yerine getiren sigortalıların hak sahiplerine aylıklarının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ödeme dönemi başından geçerli olmak üzere başlatılacağının bildirilmesine, anılan yasanın 18.10.2006 tarihinden geçerli olmak üzere yayım tarihi olan 12.12.2006 tarihinde yürürlüğe girmiş olmasına göre davacılara 01.11.2006 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmesi gerekirken 07.10.2006 tarihinden itibaren aylık bağlanmış olması isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş;davacıların murislerinin askerlik süresinin ne kadarının borçlanma bedelinin ödendiğini araştırmak, 8 aylık sürenin borçlanıldığının anlaşılması halinde eksik sürenin borçlanılması için davacılara önel vermek ve çıkacak sonuca göre hüküm kurmaktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.