19. Hukuk Dairesi 2014/3358 E. , 2014/6152 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 49. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2013
NUMARASI : 2013/86-2013/332
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında otogaz bayiilik sözleşmesi imzalandığını, ancak davalı şirketin asgari alım taahhüdüne uymadığını, sözleşme gereğince taahhüde uyulmaması halinde müvekkiline verilen 25.000,00 TL teminatın 5 katı tutarında cezai şart ödenmesi gerektiğini,davalının teminat bedelinin mahsubundan sonra bakiye 100.000,00 TL cezai şartı ödemediğini, müvekkilinin 10.000,00 TL cezai şartın tahsili amacıyla daha önce dava açtığını, o davada davalının asgari alım taahhüdüne uymadığının, müvekkilinin sözleşmeyi feshinin haklı olduğunun, müvekkilin 100.000,00 TL cezai şart talep edebileceğinin tespit edildiğini ve davanın kabulüne dair verilen kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davalı A.. E.."in ise davalı şirketin borçlarının 30.500,00 USD(55.500,00 TL)"sine müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu belirterek müvekkilinin toplam 90.000,00 TL olan cezai şart alacağının 45.500,00 TL"sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 45.500,00 TL"sinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının da bildiği gibi sözleşmeyle belirlenen ve cezai şartın belirleyicisi olan 40 ton satış rakamına hiçbir zaman ulaşılamadığını ve ulaşılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle sözleşmenin çekilmez hale geldiğini ve karşılıklı anlaşma ile feshedildiğini, talep edilen cezai şartın da fahiş olduğunu, bu bedelin sözleşme süresince davalı şirketin davacı adına sattığı ürünlerden elde ettiği kazancın çok üstünde olduğunu, cezai şartın bir tarafın ekonomik olarak zarara uğramasına sebep olması halinde cezai şarta ilişkin taahhüdün geçerli olmaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; cezai şart alacağıyla ilgili olarak daha önce açılan davadaki yargılamada kabul edilmiş olguların görülmekte olan dava yönünden kesin delil niteliğinde olduğu, zira o davada cezai şartın varlığını gerektiren sözleşme koşulları incelendiği, cezai şartın tahakkuk ettiğinin, miktarının 125.000,00 TL olduğunun, bundan irad kaydedilen teminatın mahsubu ile kalan tutarın 100.000,00 TL olduğunun belirlendiği, cezai şartın tenkisine mahal olmadığı da kabul edilerek ve taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL cezai şarta hükmedildiği, bu davanın da söz konusu davada saklı tutulan kısma ilişkin olması nedeniyle davalı şirket yönünden 90.000,00 TL cezai şarta hükmedilmesi gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin koşulları, kesinleşmiş karara ilişkin dosyada alınan bilirkişi raporunda gösterilen satış rakamları ve davalı şirketin mali yapısı dikkate alındığında tenzile mahal olmadığı, diğer davalı A.. E.."in ise kefalet limitiyle sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen kısmi davada istenebilecek toplam cezai şart miktarının saptanmış olmasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nın 22.maddesi uyarınca tacir sıfatını haiz borçlu, fahiş olduğu iddiasıyla cezai şarttan indirim yapılmasını mahkemeden isteyemez ise de, kararlaştırılan cezai şartın tarafların ekonomik yönden yıkımına sebep olacak derecede fahiş olduğunun belirlenmesi halinde makul düzeyde indirim yapılabileceği Yargıtayca kabul edilmektedir. Her ne kadar kısmi davada mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmış ise de kısmi davadaki değerlendirmenin o davada talep edilen miktar ile sınırlı olarak yapıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece bu davada talep edilen ve hüküm altına alınan cezai şartın ekonomik yönden davalıların yıkımına sebep olup olmayacağı yönünden davalıların mali durumları gözetilerek ticari defter kayıtları ve bilançoları üzerinde konusunda uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılıp ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.