1. Hukuk Dairesi 2015/9 E. , 2015/10527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BİRECİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2007
NUMARASI : 2006/111-2007/765
Taraflar arasında görülen tapu iptali davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal isteğine ilişkin olup, tescil talebinde bulunulmamıştır.
Davacı, ortak mirasbırakan babaları H.. E.."nun 11 ada 15 parsel sayılı taşınmazını dava dışı M.. S.. B.."a 20.02.1989; onun da davalı oğluna 22.10.1990 tarihli satış aktiyle temlik ettiğini ancak yapılan temliklerin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptal isteminde bulunmuştur.
Davalı, hak düşürücü sürenin dolduğunu,davacı tarafından aynı konu hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddedildiğini,taşınmazı muristen değil 3. kişiden bedelini ödemek suretiyle satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile tapu iptali ile muris adına tescil hükmü kurmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, 1910 doğumlu mirasbırakan H.. E.."nun 16.08.1989 tarihinde öldüğü, geride ilk eşi Sıdıka"dan olma çocukları davalı Ali Rıza ile dava dışı Emine, Fatma ve Miyese ile ikinci eşi Uveyş" den olma çocukları davacı Müftah Müfit ile dava dışı Ayşe, Bedriye, Mustafa Hilmi, İbrahim Halil, Fatma ve Lütfiye"yi mirasçı olarak bıraktığı, mirasbırakanın dava konusu 11 ada 15 parsel sayılı taşınmazını dava dışı Mustafa Suphi Bozkan"a 20.02.1989; onun da davalı oğluna 22.10.1990 tarihli satış aktiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
./..
Hemen belirtmek gerekir ki, tapu kaydına dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği dolu pafta sistemi genel ilke ile bağdaşmaz. Ne var ki, davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtay"ın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur. (YHGK 11.11.1983 tarih, 981/880 Esas, 983/1162 Karar sayılı kararı)
Öte yandan, davada davalı savunmasında davacı tarafından aynı konu hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddedildiğini ileri sürerek kesin hüküm itirazında bulunmuş, ancak bu savunma üzerinde durulmamıştır.
Hal böyle olunca, tescil davası açmak üzere davacıya süre verilmesi, açılması halinde birleştirilmesi (birleştirilen davada; pay oranında mı yoksa tüm mirasçılar adına mı tescil isteğinde bulunulduğunun açıklığa kavuşturulması, tüm mirasçılar adına tescil istenmiş ise, Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi,) ondan sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi kesin hüküm itirazı ile ilgili olarak inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
Kabule göre de,davanın mirasçıların miras payları oranında kabulü ile tapu iptal ve tesciline karar verilmesi gerekirken,TMK"nun 28. maddesi hükmü uyarınca ölümle kişiliği son bulan muris Hasan adına tescil kararı verilmiş olması da isabetsizdir.
Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının
incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.