21. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/288 Karar No: 2008/18348 Karar Tarihi: 25.11.2008
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/288 Esas 2008/18348 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2008/288 E. , 2008/18348 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 31/10/2007 NUMARASI : 2006/1820-2007/1163
Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı(Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Uyuşmazlık 3. kişinin İ.İ.K.’nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir. Borç alacaklı ile borçlu arasında 03.05.2004 ile 01.08.2005 tarihinde düzenlenip 03.09.2006 ile 12.10.2006 vade tarihlerini içeren toplam 28 adet ve 158.493.25 Euro bedelli borcu içeren bonolardan kaynaklanmaktadır. Dava konusu ev eşyaları takip dayanağı bono adresinde 07.12.2006 tarihinde haczedilmiştir.Hacizde hazır bulunan davacı 3.kişi borçludan 27.01.2006 tarihli ilamla anlaşmalı olarak boşandığından bahisle istihkak iddiasında bulunmuştur.İhtiyati haciz uygulamak amacıyla 04.12.2006 tarihinde haciz adresine gidilmiş ve İİK’nun 8. maddesi uyarınca aksi sabit buluncaya kadar geçerli haciz tutanağı içeriğine göre adreste site girişinden borçlunun sorulması üzerine borçlunun 10 numaralı dairede oturduğu bildirilerek görevli eşliğinde haciz uygulanan daireye gelindiğinde yine davacı 3.kişinin istihkak iddiası ile karşılaşıldığı görülmüştür.04.12.2006 tarihli haciz zaptı içeriğinden borçlunun boşanmaya rağmen haciz adresinde oturduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan borçlunun 03.05.2004 ve 01.08.2005düzenleme tarihli bonolarla yüklü miktarda borç altına girdikten sonra davacı 3.kişiden 27.01.2006 tarihli ilamla anlaşmalı olarak boşanarak boşanmadaki protokol uyarınca haciz adresi dahil sahip olduğu gayrimenkullerdeki hissesini davacı 3.kişiye devretmesi de danışıklı olup alacaklılardan mal kaçırmaya yöneliktir.Bu nedenle mahkemenin boşanmanın borcun doğumundan önce gerçekleştiği yolundaki gerekçesinde isabet yoktur.Bu durumda İ.İ.K."nun 97/a maddesi hükmünde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla davalı alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksi, davacı 3. kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığından, haciz edilen eşyalar borçlunun sayılır. Nitekim, dinlenen davacı tanıklarının anlatımları yeterli ve hükme dayanak yapılacak nitelikte olmadığı gibi, davacı 3. kişi haczedilen eşyalar için mülkiyet belgesi de ibraz etmemiştir.Sunulan 24.09.2005 tarihli fatura ise hacizli mallara uygunluk arzetmemektedir.Servis fişleri ise mülkiyet belgesi niteliği taşımaz. Hal böyle olunca, davanın reddi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinrde davalı (Alacaklı)"ya iadesine, 25.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.