Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.09.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat M.. G.. G.. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacılar, kayden paydaşı oldukları 1619 parsel sayılı taşınmaza davalıların ekip biçmek suretiyle uzun yıllardır müdahale ettiklerini ileri sürerek, ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, davacılar tarafından elatmanın önlenmesi ve 3402 sayılı Yasanın 41 maddesi uyarınca yapılan düzeltim işleminin iptaline ilişkin açılan davalar sonuçlanmadan ecrimisil davasının dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı İ.. T.."nın davaya konu 1619 parsel sayılı taşınmazdaki payını 01.04.2010 tarihinde diğer davacı D.. T.."ya temlik etmesiyle çekişmeli taşınmazın davacı Dursun adına tescil edildiği, 259 parsel sayılı taşınmazın ölü davalı A.. S.. adına kayıtlı olduğu ve yargılamanın mirasçıları tarafından sürdürüldüğü, davalı Y.. A.."ın ise davaya konu taşınmazlarda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı, davacılar ve davalılar tarafından Kadastro Müdürlüğü aleyhine 3402 sayılı Kadastro Kanunun 41. maddesi uyarınca açılmış olan Osmaniye Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/258 Esas sayılı dosyasındaki davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten de; Osmaniye Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/258 Esas sayılı dava sonucunda, tersimat hatasının varlığı kabul edilerek bir hüküm kurulması hâlinde, eldeki davayı etkileyeceği tartışmasızdır. ./.. O hâlde, Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/258 Esas sayılı davasının, eldeki dava bakımından bekletici mesele yapılması, o davada verilecek karar çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak, sonucuna göre ecrimisil isteği bakımından bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yön gözetilmeden yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacılar vekilinin, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.