Davacı, 1.1.1995-10.2.2000 tarihleri arasında Bağ-Kuir sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, 01.01.1995-10.02.2000 tarihleri arasında vergi kaydı nedeniyle, Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir Mahkemece istemin kısmen kabulü ile davacının 05.01.1995-10.02.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı yasaya tabi sigortalı olduğunun tesbitine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir. Gerçekten ,1479 sayılı yasaya 24.7.2003 tarih ve 4956 sayılı yasa ile eklenen geçici 18.maddesine göre; bu kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 4.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların, sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin 4.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı ancak bu kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalıklarının bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma yazılı başvuru da bulunmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemeleri ve yasaya göre hesaplanacak prim borçlarının tamamını süresinde ödemeleri kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği belirtilmiştir. Somut olayda, davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında kayıt ve tescilinin bulunmadığı dosyadaki kayıt ve belgelerden anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacının 05.01.1995-31.12.2001 tarihleri arasına ait vergi kaydı,25.01.1996 tarihinden itibaren esnaf sicil kaydı bulunmakta ise de yukarıda belirtildiği üzere, 1479 Sayılı Kanuna 4956 sayılı Kanun ile eklenen geçici 18. maddesi gereğince davacının 04.10.2000 tarihinden önce Kuruma tescilinin bulunmaması nedeni ile bu tarihler arasında Bağ-Kur sigortalısı sayılması mümkün değildir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.11.2004 gün ve 2004/10-524 Esas, 2004/581 Karar sayılı ve HGK. 15.11.2006 gün ve 2006/703 Esas, 728 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurularak davanın reddi gerekirken yazılı gerekçelerle kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, oybirliğiyle 24.11.2008 gününde karar verildi.