11. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10982 Karar No: 2016/8514 Karar Tarihi: 31.10.2016
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/10982 Esas 2016/8514 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2016/10982 E. , 2016/8514 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada ... 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/03/2016 tarih ve 2015/481-2016/233 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı-karşı davalı vekili; müvekkili ile davalı arasında 25.10.2011 tarihinde “marka ve lisans sözleşmesi” adı altında franchise sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 30.06.2015 tarihinde sona erecek olmasına rağmen davalının sözleşmeyi Mart ayında haksız ve kötü niyetli olarak feshederek üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek sözleşme gereğince verilen beş adet senet nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve müvekkili tarafından icra tehdidi altında ödenen iki adet senet bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın ise reddini istemiştir. Davalı-karşı davacı vekili; müvekkili ile davacı arasında müvekkiline ait olan “...” markasının kullanılması konusunda franchise sözleşmesi imzalandığını, ancak sözleşmenin son döneminde davacının işletmesinde “...” markasını kullandığının tespit edildiğini, böylece davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, bu durumda müvekkilinin sözleşme gereğince 280.233,04 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 45.864,04 TL’nin davacı-karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, asıl davanın ise reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki uyuşmazlıkta sözleşmenin feshedildiğinin iddia edildiği, tescilli markanın haksız kullanılıp kullanılmadığının tespitinin gerekli olması nedeniyle bu hususun tartışma yerinin fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir. Asıl dava, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi nedeniyle sözleşme gereğince verilen senetlerden borçlu olunmadığının tespiti, karşı dava ise sözleşme gereğince tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, asıl ve karşı dava yönünden görevsizlik kararı verilmiştir. Ancak, karşı davada taraflar arasındaki franchise sözleşmesine dayanılmış ise de uyuşmazlık sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan tazminat istemi niteliğinde olup, sözleşmeye aykırılığın değerlendirilmesi bakımından 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmasını gerektirir nitelikte çekişme bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece asıl ve karşı dava yönünden uyuşmazlığın esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde her iki dava yönünden görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.