14. Hukuk Dairesi 2014/14644 E. , 2015/2292 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.07.2000 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05.03.2013 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, davalılardan ..., ..., ..., ... ve ... ile ... Noterliğinde 01.03.2000 davalı ... ile de aynı noterde 03.04.2000 tarihinde düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi uyarınca 24 parsel sayılı taşınmazdaki paylarının satışının vaat edildiğini, edimini yerine getirdiğini tapu kaydının devredilmediğini ileri sürerek, payların adına tescilini istemiştir.
Davalılar, satış vaadi sözleşmesinde gösterilen bedelin ödenmediğini, sözleşmenin iptali için dava açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlar.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Somut olayda, narenciye bahçesi niteliğindeki 24 parsel sayılı taşınmazda davacı, davalılardan ..., ..., ..., ... ile haklarındaki dava atiye bırakılan ... kızları ... ve ... paydaş oldukları tapu kaydından anlaşılmaktadır. Davalı ... dava konusu taşınmazda paydaş olmadığından pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Kabüle göre de, HMK’nın 297/b maddesine aykırı biçimde davalı Sevim İlik’in karar başlığında gösterilmemesi yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2.) bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
03.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.