4. Hukuk Dairesi 2019/508 E. , 2021/869 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Davacı ... AŞ vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Genel Müdürlüğüne izafeten ... aleyhine 28/12/2016 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06/07/2017 günlü karara karşı davacı ve davalı tarafların istinaf başvuruları üzerine yapılan incelemede; davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/865-2017/423 sayılı kararının kaldırılarak; davanın kabulüne dair verilen 09/05/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, ilave ... bedeline yönelik işlem nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ihtirazi kayıtla ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hükme karşı davacı ve davalı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge adliye mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, iktisadi devlet teşekkülü olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan 13/03/2003 tarihinde aldığı iletim lisansı çerçevesinde faaliyette bulunduğunu, kuruluşlarına ait tesislerin orman sayılan alanlara rastlaması halinde üzerinden enerji nakil hattı geçirilen ormanlık alanlar için 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17. maddesi gereğince 49 yıl müddetle izin ve irtifak hakkı alınmakta ve bedellerinin de Orman Kanununun 17/3 ve 18. Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği’nde (Yönetmelik) geçen hükümler ve Orman Genel Müdürlüğü ile kuruluşları arasında akdedilmiş bulunan 04/04/2002 tarihli protokol kapsamında ödendiğini, ... Enerji ... Enerji Nakil Hattının 369.091,62 m²’lik ormanlık alandan geçen kısmı için davalı ile yapılan kesin izin taahhüt senedinde ve Yönetmelik’te ödenecek ücretlerin ... bedeli, arazi izin bedeli, orman köylüleri kalkındırma geliri ve ... ve erozyon geliri olarak belirlendiğini, davalı idarece bu gelir kalemlerine ek olarak ilave ... bedeli adı altında bir alacak kaleminin talep ve tahsil edildiğini, ilave ... bedelinin üretim tesisine yönelik bir ödeme kalemi olup kuruluşları sorumluluğunda yürütülen iletim faaliyetini kapsamadığını, davalı tarafından
gerek taahhüt senedinde, gerekse Yönetmelik’te yer almayan ilave ... bedeli talep edildiğini, talebin mevzuatta dayanağı olmadığını, ihtirazi kayıtla ödeme yapmak zorunda kaldığını belirterek ilave ... bedeli borcu bulunmadığının tespiti ile ihtirazi kayıtla ödemiş olduğu bedelin tahsilini istemiştir.
Davalı, bedeller tahsil edilmediğinden taahhüt senetlerinde katlı ilave ... bedeli alacağına dair hüküm bulunmadığını, Yönetmelik ve genel müdürlüğün 16/07/2013 tarihli Talimatı gereği ilave ... bedeli talep ve tahsil edildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, Yönetmelik’te ve kesin izin taahhüt senedinde ilave ... bedeli alınacağı yönünde bir hüküm olmadığı, 16/07/2013 tarihli ve 880 sayılı Talimat’ın bunlara aykırı olarak uygulandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hükme karşı davacı ve davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge adliye mahkemesince davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ilave ... bedelinin idarece yersiz alındığı iddiasına ilişkindir. İşbu davanın dayanağı olan 16/07/2013 tarihli ve 880 sayılı “... Enerji ..., ... Enerji ... ve ... ... İzinlerinde Ayrıca Alınacak ... Bedeli” konulu genelgenin iptali istemi ile Danıştay 8. Dairesinin 2014/5904 esasına kayden görülen davanın karara çıkmakla birlikte henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Şu durumda mahkemece, kararın kesinleşmesinin beklendikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 01/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.