9. Hukuk Dairesi 2020/6164 E. , 2021/6681 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 27. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 4. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı-karşı davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23/03/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı-karşı davalı adına vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı karşı davalı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 01.11.2012-14.06.2016 tarihleri arası hava ayrıştırma operatörü olarak çalıştığını, iş sözleşmesini milli-dini bayramlarda yaptığı çalışmaların kendisine ödenmemesi üzerine haklı sebeplerle feshettiğini beyanla kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı karşı davacı vekili, işçinin müvekkili şirketten hiçbir hak ve alacağı bulunmadığı için iş sözleşmesini İş Kanunu’nun 24/II-e maddesi uyarınca fesih şartlarının oluşmadığını, bu nedenle işçinin kıdem tazminatı alacağının bulunmadığını, yapmış olduğu fazla mesailerin kendisine ödendiğini veya serbest zaman olarak kullandırıldığını, işçi ile geçmişten kalan fazla mesai ücretleri ve diğer alacakları için protokol yapılarak kendisine ödendiğini, aynı şekilde hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışması karşılığında ücretlerinin kendisine ödendiğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiş ve açmış olduğu karşı davada, bildirim öneline uymadan istifa ettiği için karşı dava konusu ihbar tazminatının karşı davalı işçiden tahsilini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davacı karşı davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davacı karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı ve feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı noktasındadır.
1982 Anayasasının “Çalışma Şartları ve Dinlenme Hakkı” başlıklı 50. maddesine göre, dinlenmek çalışanların hakkıdır. Aynı maddede dinlenme hakkının kapsamı açıklığa kavuşturularak, ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartlarının kanunla düzenleneceği ifade edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 47’nci maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Nispi emredici nitelikteki bu kurala göre, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmamak işçinin hakkıdır. Ancak kanun koyucu işçinin çalışması halinde, bu çalışmaya ne şekilde bir hukuki sonuç bağlanacağını da öngörmüş olup, aynı hükümde, ulusal bayram ve genel tatil gününde çalışan işçiye çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödeneceği ifade edilmiştir.
Kanunda ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmalar için herhangi bir denkleştirme kuralına yer verilmediği gibi, fazla çalışmada olduğu gibi serbest zaman verilmesine ilişkin bir düzenlemeye de yer verilmemiştir. İşçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışacağı iş sözleşmesi ile kararlaştırılabilir yahut işçiden buna ilişkin ayrıca muvafakat alınabilir. Tarafların işçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışacağına dair anlaşmaları mümkün olup, bu çalışmanın karşılığı da işçiye çalıştığı günün karşılığı için ayrıca bir yevmiye tutarında ücret ödenmesidir.
Somut olayda ise, davacı karşı davalı işçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir.Hükme esas alınan hesap raporunda davacı karşı davalı işçinin, 2013 yılı Ocak ayında 1 gün, 2014 yılı Ekim ayında ise 5 gün olmak üzere bir kısım genel tatil ücretinin ödenmediği tespit edilmiştir. Ancak söz konusu raporda tespit edilen bu çalışmalar, fazla çalışma alacağı niteliğinde kabul edilerek karşılığında davacı işçiye serbest zaman kullandırıldığından bahisle anılan alacağın bulunmadığı sonucuna ulaşılmış ise de ulusal bayram ve genel tatil günleri, dayanışma, birlik ve beraberlik günleri olup, diğer günlerden farklı bir özellik gösterir. Bu günlerde bayramlaşma, sosyalleşme, aile ve toplumun diğer bireyleri ile birlikte zaman geçirme gibi manevi birtakım ihtiyaçların giderilmesi söz konusudur. İşçinin açık onayı olmadığı sürece, ulusal bayram veya genel tatil gününde çalışmanın, diğer herhangi bir günde çalışmamak suretiyle telafisi mümkün görülmemelidir. Bu halde hükme esas alınan hesap raporunda işaret edilen dava konusu ulusal bayram ve genel tatil alacağı hesaplanarak işçinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği kabul edilmeli ve buna göre asıl ve karşı dava yönünden sonuca gidilmelidir.
Ayrıca davacı karşı davalı işçinin üyesi olduğu sendika ile davalı karşı davacı arasında imzalan ve işyerinde yürürlükte bulunan 01.01.2015-31.08.2017 tarihli toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca işçinin 01.01.2015 tarihindeki genel tatil çalışmasının karşılığında 2,5 yevmiye ücret ödenmesi gerekirken söz konusu toplu iş sözleşmesi hükümleri değerlendirilmeksizin yazılı şekilde tam olarak ödendiği kabulü de hatalıdır.
İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince belirtilen yönler gözetilmeden kıdem tazminatının reddine dair yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı-karşı davalı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.