Davacı, 1.1.1987 tarihinden itibaren zorunlu SSK sigortalılığı dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitiyle, tahsis talep tarihini izleyen aybaşından itibaren yaşlılık almaya hak kazandığına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacının temyizine gelince; davacı, 01.01.1987 tarihinden itibaren zorunlu SSK hizmeti dışında tarım Bağ-Kur sigortalılığının tesbitini ve tahsis talep tarihini izleyen aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davacının 01.01.1987 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa"ya göre tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 5458 sayılı Yasaya göre yeniden yapılandırmadan yararlanarak banka kredisi ile prim borçlarını ödediği, Kurumun 20.12.1991 tarihinden itibaren 4 gün zorunlu SSK sigortalılığını gerekçe göstererek tarım Bağ-Kur sigortalılığını 19.12.1991 itibarıyla sona erdirerek sonraki hizmetlerini iptal ettiği, yaşlılık aylığını bağlamadığı gibi bankadan aldığı krediyi ilgili bankaya iade ettiği görülmektedir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının kısa süreli SSK hizmetleri dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiş, yaşlılık aylığına yönelik istemi ise prim borcu olduğu gerekçesi ile reddedilmiştir. Mahkemenin davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığının kısa süreli SSK hizmetleri dışında devam ettiğinin kabulüne ilişkin kararı, davalı Kurumun iptal işleminin hukuka aykırı olduğu gerekçesine dayanmaktadır. Yargıtay”ın yerleşmiş içtihatları da bu yöndedir. Bu durumda, Kurumun yerleşmiş yargı kararlarını özellikle göz ardı ederek yaptığı hatalı ilk işlemi sonrasında ikinci haksız bir işlem yaparak davacının banka kredisi ile ödediği primleri ilgili bankaya iade etmesi de hukukun genel ilkelerine aykırı olduğu gibi kişinin sosyal güvenlik hakkını ihlal eder niteliktedir. Bu durum, sosyal devlet ilkesi ile bağdaşmayacağı gibi Kurum kendi kusurundan yararlanamaz. Davalı Kurumun yaşlılık aylığını bağladıktan sonra da bu prim borçlarını yeniden tahsil etmesi mümkün olduğuna göre, davacının talebini takip eden aybaşı olan 1.7.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığının bağlanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.