Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/12610 Esas 2017/3162 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12610
Karar No: 2017/3162
Karar Tarihi: 11.04.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/12610 Esas 2017/3162 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/12610 E.  ,  2017/3162 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi olup, davalıların rücu alacağından sorumluluğu, ancak maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Bu maddeye dayanan rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle iş kazasının ne şekilde olduğu, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
    Bilindiği üzere, işçilerin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, iş güvenliği tedbirlerinin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenlerden istenip istenemeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin, tedbirlerin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır. Bu itibarla işverenler, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı taktirde gerekmeyeceği gibi düşünceler ile almaktan çekinemeyeceklerdir. Çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı da, işverenlerin önlem alma ödevini etkilemez. İşverenler, çalıştırdığı sigortalıların beden ve ruh bütünlüğünü korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak ve uygulatmakla yükümlüdürler.
    Eldeki dosyada, iş kazasında, davalı işverenin %15, sigortalının %25, davalı ..."ın %60 kusurlu olduğunu bildiren, ... Öğretim Görevlisi Prof. Dr. ... tarafından muhalefet şerhi konulan, bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, Mahkemece, davalı işveren şirketin kazanın oluşunda iş sağlığı ve işçi güvenliği mevzuatı yönünden kusurunun bulunup bulunmadığı, kusuru varsa miktarı yeterince araştırılmamıştır.
    O halde, dosya kapsamına göre, Kurum müfettişi tarafından davalı işveren şirkete kusur verilmediği, ceza yargılamasında davalı şirket yetkililerinin ve işyeri temsilcilerinin sanık olarak yargılanmadığı, iş kazasına konu zararlandırıcı sigorta olayının aniden geliştiği ve bir anda meydana geldiğinin anlaşılması karşısında, iş kazasının ne şekilde olduğu tereddütsüz belirlendikten sonra, davalı işveren şirketin kusurunun bulunup bulunmadığı, kusur atfedilmesi halinde nedenlerini tartışan, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, varsa çelişki de giderildikten sonra, varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum ve davalı ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."ye iadesine, 11.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.