20. Hukuk Dairesi 2015/2500 E. , 2016/5076 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili mahkemeye sunduğu 20/09/2013 harç ve havale tarihli dava dilekçesinde, ... ili, Sapanca ilçesi, ... köyünde bulunan 101 ada 26 ve 28 parsel sayılı sırasıyla bahçe niteliğinde 3888,21 m2 ve 6186,03 m2 yüzölçümündeki taşınmazların müvekkilleri adına tapuda kayıtlı iken orman sınırları içerisinde kaldığından bahisle Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.03.2013 gün ve 2011/35 E. - 2013/101 K. sayılı ilâmı ile tapu kaydının bedelsiz olarak iptaline karar verildiğini ve kararın 07/06/2013 tarihinde kesinleştiğini beyan ederek taşınmazın değerinin mahkemece tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000.-TL tazminatın mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile müvekkillerine ödenmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalı Hazine vekili mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde; taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile hükmen iptal edildiğini, hukukî olay ve açılan dava ile Hazine arasında illiyet bağı bulunmadığını ve bu nedenle Hazinenin tazmini kusurlu sorumluluğu olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili, keşif sonrasında belirlenen taşınmazın değeri üzerinden 01/07/2014 tarihinde mahkemeye sunduğu ek layihada; davasını harcını tamamlamak suretiyle 299.323,50.-TL olarak yasal faiziyle birlikte ıslah etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 299.323,50.-TL"nin 24.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 23.159,00.-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının hükmen iptali nedeniyle 4721 sayılı Tük Medenî Kanununun 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu Sakarya ili, Sapanca ilçesi, ... köyünde bulunan 101 ada 26 ve 28 parsel sayılı sırasıyla 3888,21 m2 ve 6186,03 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, 1994 yılında yapılan kadastroda davacılar adına 31.05.1994 tarihinde tespit ve tescil edilmiştir.
Dosyaya getirtilen tapu kayıtları ile belgelerin ve kesinleşmiş ilâm örneklerinin incelenmesinde; dava konusu taşınmazların orman sınırları içerisinde kalması nedeniyle Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.03.2013 gün ve 2011/35 E. - 2013/101 K. sayılı ilâmı
- 2 -
2015/2500 - 2016/5076
ile taşınmazların tapu kaydının iptaline karar verildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek 07/06/2013 tarihinde kesinleştiği ve hükmün infaz edilerek tapu kütüğüne işlendiği ve sayfasının kapatıldığı anlaşılmaktadır.
Eldeki dava, 20/09/2013 tarihinde açılmıştır. Tapu iptali ve tescil kararı, 07/06/2013 tarihinde kesinleştiğine göre, davanın, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146. maddesinde belirtilen 10 yıllık dava zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece hüküm yerinde ilamın kesinleşme tarihi olan 07/06/2013 tarihi yerine ilâma şerhin verildiği tarih olan 24.10.2013 tarihinden itibaren davacılar aleyhine ve davalı Hazine lehine yasal faiz yürütülmüşse de bu husus davacı vekilince temyiz nedeni yapılmadığından dikkate alınmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi kurulu tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan araştırma ve inceleme sonunda, bahçe (meyve bahçesi) niteliğindeki çekişmeli taşınmazların tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarih esas alınmak suretiyle, arazi niteliğindeki taşınmazların 2942 sayılı Kanunun 11/f maddesine göre taşınmaz malın mülkiyetinin el değiştirdiği tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirinin saptanmasında uygulanan ürün alma usulüne dayalı zirai gelir metodu yöntemiyle belirlenen değeri üzerinden karar verilmesi suretiyle yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 04/05/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.