Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1556
Karar No: 2021/1029

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1556 Esas 2021/1029 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/1556 E.  ,  2021/1029 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 24.05.2018 tarih ve 2016/985 E-2018/420 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 13.02.2020 tarih ve 2018/2184-2020/227 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi amacıyla 4046 sayılı Kanun uyarınca kamu tüzel kişiliğinin nev"inin değiştirilmesi sureti ile kurulduğunu, davalı ile 24/07/2006 tarihinde akdedilen işletme hakkı devir sözleşmesi ile elektrik dağıtım ve parekende satış işinin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, faaliyetlerin davalı TEDAŞ tarafından yürütüldüğü dönemde Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2005/59 Esas sayılı dosyası ile açılan dava sonucunda verilen kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesince onanmak sureti ile kesinleştiğini, anılan karara dayalı olarak İcra Müdürülüğü dosyasına müvekkili tarafından 97.000,28 TL ödendiğini, taraflar arası sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddeleri uyarınca davalı TEDAŞ"ın sorumluluğunda olan 97.000,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, TBK"nın 73. maddesi gereği rücuya dayalı alacak davasının 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu ve dava tarihi itibarıyla bu sürenin dolduğunu, özelleştirmeye ilişkin iş ve işlemleri yerine getirmekle yükümlü olan TEDAŞ"ın 24/07/2006 tarihinde şirketlerle imzalamış olduğu İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi"nin ihale şartnamesi ve hisse devir sözleşmesi ile birlikte yorumlanması gerektiğini, Özelleştirme İdare Başkanlığı"nın 04/04/2012 tarihli yazısında; devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden geçmiş yıllara ilişkin olarak TEDAŞ"tan herhangi bir talepte bulunamayacağının açıkça belirtildiğini, bu durumda davacının müvekkili kurumdan herhangi bir alacağının kalmadığını, davacının işletme hakkı devri sözleşmesinin 18.6 maddesi gereği davacının müvekkilinden talepte bulunamayacağını, dava konusu edilen tutarın Toroslar Edaş"ın % 100 hissesinin TEDAŞ"a ait olduğu dönemde gerçekleştirilmiş olup, devre esas bilanço kayıtlarında söz konusu bedelin davacı şirket lehine alacak olarak yer almadığını, işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.2 maddesi uyarınca bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının faiz ve icra giderlerini talep edemeyeceğini, ayrıca ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların imzaladığı 24/07/2006 tarihli İHDS"nin 7. maddesine ve devir sözleşmesinden önce 07/02/2005 tarihinde açılan davaya istinaden yapılan 97.000,00 TL"nin ödemenin ödeme tarihlerinden itibaren davalıdan talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 97.000,00 TL"nin 94.443,98 TL"sine 16/06/2008, 2.556,02 TL"sine 08/07/2008 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak sureti ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.969,55 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 09.02.2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği 4628 sayılı Yasa ile düzenlenmiş, 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile TEDAŞ özelleştirme kapsam ve programına alınmış, davacı şirketinde dahil olduğu 20 şirket, Türkiye"deki dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01.03.2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamı TEDAŞ"a ait olmakla birlikte, TEDAŞ"tan ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyete başlamıştır.
    TEDAŞ tarafından 20 adet dağıtım şirketi kurulduktan sonra herbiri ile ayrı ayrı 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalanmıştır.
    Davacı şirket, tüm hisseleri davalı TEDAŞ"a ait olmak üzere 28.06.2013 tarihine kadar faaliyet göstermiş, bu süreçte özelleştirme işlemleri yürütülmüş, özelleştirmenin tamamlanmasıyla birlikte davacı şirketin hisselerinin tamamı Dicle Enerji Yatırım San. ve Tic. A.Ş"ye devredilerek 28/06/2013 tarihli hisse satış sözleşmesi akdedilmiştir.
    Dava konusu ödeme, davacıya ait hisselerin tamamının kamuya ait olduğu, 28/06/2013 tarihli hisse satış sözleşmesinden önce 04/09/2009 tarihinde yapılmıştır.
    Özelleştirme aşamasında 28/06/2013 tarihinde Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları temel alınarak “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmiş olup dava konusu ödeme bilançoda yer almaksızın işlemler ikmal edilmek suretiyle Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş"nin özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir.
    Bu halde, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden, davalı TEDAŞ"tan geçmiş döneme ilişkin herhangi bir talepte bulunulamaz.
    Keza, 28.06.2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi"nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir.
    Diğer taraftan 28.06.2013 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve TEDAŞ"ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir.
    Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır.
    Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 28/06/2013 tarihi öncesi, 04/09/2009 tarihinde yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi"ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı TEDAŞ"tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 28.06.2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir.
    Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır.
    Sonuç olarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında bulunmaması nedeniyle 28.06.2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, 28.06.2013 günlü sözleşmeden önce gerçekleşen 04/09/2009 günlü dava konusu ödemeden dolayı, 28.06.2013 sözleşmenin 9.3 ve 9.4 maddeleri gereğince davalının sorumluluğu bulunmadığından davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile dava reddedilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, bu yöne ilişkin davalının temyiz isteminin reddiyle yazılı gerekçe ile kararın onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi