1. Hukuk Dairesi 2014/10036 E. , 2015/10445 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : NUSAYBİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2011/534-2013/365
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
Davacı, kayden malik olduğu 187 ada 16 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde işgal edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5 yıllık 10.000,00 TL ecrimisilin tahsilini istemiştir.
Davalı, haksız işgalin sözkonusu olmadığını, taşınmazı davacının isteği ve muvafakatı doğrultusunda kullanmaya başladığını, taşınmazda bulunan eve bakım ve tadilat için masraf yaptığını, kullanımdan yaklaşık 2 yıl sonra davacının evi satmak istemesi üzerine borçlanarak 10 bin Euro ödeyip evi satın aldığını, yakın akraba oldukları için yazılı bir anlaşma yapmadıklarını, bedelin ödenmesine rağmen davacının satış için vekalet vermediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 187 ada 16 parsel sayılı, 272,65 m2 büyüklüğünde, avlulu kargir ev ve arsası niteliğindeki taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, taşınmazın 63,17 m2’lik bölümünde avlulu kargir ev ve meyve ağaçlarının bulunduğu, davacının, davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın taşınmaza elattığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Gerçekten de; kayden davacının malik bulunduğu taşınmaza, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı olmadığı halde ikamet etmek suretiyle müdahale ettiği saptanarak, elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu hususa değinen temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine.
Ne var ki, ecrimisil isteği bakımından yapılan değerlendirmede aynı isabetin sağlandığını söyleyebilme olanağı yoktur. Davalı, tarafların dayı yiğen olduğunu, 1999 yılından beri dava konusu evde malik sıfatıyla oturduğunu, davacının annesinin vefat ettikten sonra abisinin dava konusu yeri davacıdan satın aldığını, bedelini de ödediğini, ancak davacının, akrabaları olduğu için herhangi bir sözleşme ve devir yaptırmadıklarını, bu sebeple dava konusu yerin kendisine ait olduğunu savunmuştur. Dinlenen tanık ve mahalli bilirkişler de davalı savunmasını doğrular mahiyette beyanda bulunmuşlardır.
Bu durumda; davalının taşınmazda uzun süreden beri dayısı olan davacının muvafakatı ile oturduğu, davacının davalıya dava tarihine kadar herhangi bir şekilde uyarı göndermediği (ihtar çekmediği) gözetildiğinde davalının dava tarihine kadar davacının izniyle taşınmazı kullandığı, dava açmakla da muvafakatını geri aldığı kabul edilmelidir.
Bilindiği üzere; gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin taşınmazı haksız biçimde kullanan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği en azı kira geliri, en fazlası mahrum kalınan gelir kaybına karşılık gelen bir bedeldir.
O hâlde, davalının dava tarihine kadar olan süreç için taşınmazda fuzuli şagil olduğu söylenemez. Başka bir anlatımla kötüniyetli zilyedin mülkiyet hakkı sahibine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgalden kaynaklanan ecrimisille davalının sorumlu tutulmasına olanak yoktur.
Hâl böyle olunca; ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçelerle aksine hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.