(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2014/6726 E. , 2014/10182 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... vd. İle davalı ... aralarındaki kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili davasına dair ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18.10.2012 günlü ve 2011/428-2012/575 sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 15.04.2013 günlü ve 2013/2192-2013/6315 sayılı ilama karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekilinin karar düzeltme dilekçesi ile eklerinin ve tüm dosya kapsamının yeniden incelenmesi sonucunda,
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. madde ve 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Geçici 2. maddede; Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan taleplere ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.
Yukarıda belirtilen Geçici 6. madde uyarınca; malik olan kişilerin taşınmazlarına fiilen el konulması nedeniyle isteklerini belirterek (nakdi ödeme, idareye ait taşınmazın trampası, idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı kullandırılması) öncelikle idare ile uzlaşma yoluna başvurması 1. fıkrasında dava şartı olarak kabul edilmiş, yasanın yürürlüğe girdiği tarihte henüz kesinleşmeyen davalarla ilgili ise 10. fıkrasında uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilecekleri, uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar davanın bekletileceği, uzlaşılamaması hâlinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edileceği öngörülmüştür.
Dava konusu somut olay incelendiğinde, kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat davasının yukarıda açıklanan yasa maddesinin yürürlüğe girmesinden önce 08.07.2011 tarihinde açıldığı ve dava tarihi itibariyle uzlaşmaya başvurulduktan sonra dava açılmasını dava şartı sayan ve yukarıda açıklanan yasa maddesinin yürürlükte olmadığı ve yasanın yürürlüğe girdiği tarihte derdest olan davalarla ilgili olarak uzlaşma yoluna başvurulması isteğe bağlı olduğundan ve yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içinde kullanılacak bu hakka ilişkin
sürenin geçtiği de dikkate alındığında; Dairemizce uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açılması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi yönünde yapılan bozma kararının, bozma kararından sonra yürürlüğe giren yukarıda açıklaması yapılan yasal düzenleme karşısında kaldırılması gerekmekte olup,
davada fiili el atma yönünden yeniden değerlendirme yapılması, ayrıca harç ve vekalet ücretinde yapılan yasal düzenlemeye göre karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 15.04.2013 gün ve 2013/2192-6315 sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Dosyadaki bilgi ve belgeler ile raporların incelenmesinden; fen bilirkişisinin 16.04.2012 tarihli krokili raporunda, dava konusu taşınmazın yalnızca B harfiyle gösterilen 41,35 m², C harfiyle gösterilen 28,05 m²"lik kısma yol yapılarak fiilen el atıldığı, fiilen el atılmayan D harfiyle gösterilen 756,35 m²"lik kısmın imar planında çocuk bahçesi, F harfi ile gösterilen 269,35 m²"lik kısmın imar planında yol, E harfiyle gösterilen 25,75 m²"ik kısım ile G harfi ile gösterilen 1254,83 m²"lik kısımlar için imar planında iki katlı konut amaçlı imar odasında kaldığı ve mahkemece fiilen el atılan kısımlarla birlikte D ve F harfleri ile gösterilen kısımlara hukuken el atıldığı, E ve G harfleri ile gösterilen kısımların ise iki katlı konut amaçlı imar odasında kalmasına rağmen, 18. madde uygulaması yapılması halinde davacılara faydalı olacağı aksi takdirde %60"a yakın oranda yüksek eğillim ve heyelan riski bulunduğundan davacılara salih yararının olmayacağı görüşünü bildiren bilirkişi raporunun hükme esas alınarak, taşınmazın B, C, D, E, F, G kısımların bedeline hükmedildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın fiilen el atılan B ve C harfiyle gösterilen kısımları ile D ve F harfiyle gösterilen kısımlara proje bütünlüğüne göre bedelinin hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak taşınmazın E ve G harfleri ile gösterilen kısımlarına fiili el atma bulunmayıp, idare tarafından 1/1000 ölçekli imar uygulama planına göre kamu hizmetinin kısıtlanmasının söz konusu olduğu ve buraların imarda konut alanı olarak ayrıldığı, davalı belediyenin fiilen el attığı kısımla proje bütünlüğünden de söz edilemeyeceğinden, davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın dava konusu taşınmazın genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın Uyuşmazlık Mahkemesi kararı ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 10. fıkrasında "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu"nda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır." hükmü uyarınca idari yargıda açılması gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca krokide E ve G harfleriyle gösterilen kısma yönelik davanın tefriki ile usulden reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarında “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir” ve “Bu fıkra hükmü, bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” hükmü getirildiğinden davacı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve maktu harca hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.