Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/14050 Esas 2016/8488 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14050
Karar No: 2016/8488
Karar Tarihi: 27.10.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/14050 Esas 2016/8488 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Taraflar arasında, fikri ve sınai haklara tecavüzün meni, ref'i maddi ve manevi tazminat davası görülmüştür. Mahkeme, asıl davanın aktif husumet cihetinden reddedilmesine, karşı davanın ise kısmen kabul edilerek bir miktar maddi ve manevi tazminatın karşı davalıdan tahsiline karar vermiştir. Davacı-karşı davalı vekili, kararın Yargıtayca temyizen incelenmesi istemiyle başvuruda bulunmuş, ancak daha sonra davadan vazgeçtiğini bildirmiştir. Bu nedenle, asıl davadan feragat hüküm kesinleşinceye kadar yapılabileceğinden dolayı, yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Asıl davada verilen hükmün temyizinden feragat nedeniyle bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığı, karşı dava bakımından verilen hükmün temyiz isteminin reddedilmesi kararlaştırılmıştır.
Kanun maddeleri: HMK'nun 307 vd. maddeleri, Yargıtay İBK'nun 11.04.1940 gün ve 70 sayılı kararı, HGK'nun 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararı.
11. Hukuk Dairesi         2015/14050 E.  ,  2016/8488 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
    Taraflar arasında görülen ..."ten kaynaklanan haklara tecavüzün men"i, ref"i maddi ve manevi tazminat davasında Mahkemece verilen ve yukarıda tarih-numarası yazılı olup asıl davanın aktif husumet cihetinden reddine, karşı davanın ise kısmen kabulü ile bir miktar maddi ve manevi tazminatın karşı davalıdan tahsiline dair hükmün, davacı-karşı davalı vekili tarafından asıl ve karşı dava bakımından Yargıtayca temyizen incelenmesi istenilmekle dosya Dairemize gönderilmiş olup, bu aşamada mümeyyiz taraf vekilinin yerel mahkemenin 9.8.2016 ve 12.10.2016 tarihli yazıları ekinde gönderilen iki ayrı dilekçeyle davadan ve temyiz isteminden vazgeçtiğini bildirdiği gözlenmiş olmakla, dava dosyası re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragat hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Davacı vekilinin davadan feragate (vazgeçmeye) ilişkin beyanının usulen tevsik olunduğu anlaşılmakla, HMK’nun 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu kanısına varılmış, Yargıtay İBK’nun 11.04.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nun 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, öncelikle, asıl davadan feragate ilişkin bir hüküm verilmesini teminen yerel mahkeme kararının bozulmasına, asıl davada verilen hükmün temyizinden feragate ilişkin olarak bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava bakımından verilen hükmün temyizinden feragat nedeniyle ise temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl dava bakımından yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma neden ve biçimine göre davacı yanın asıl davada verilen hükmün temyiz isteminden vazgeçmesiyle ilgili olarak bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına, karşı davalı vekilinin karşı dava bakımından verilen hükme yönelik temyiz isteminin REDDİNE, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.