Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9820
Karar No: 2014/4780
Karar Tarihi: 20.03.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/9820 Esas 2014/4780 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/9820 E.  ,  2014/4780 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 18. Sulh Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 18/04/2013
    NUMARASI : 2013/213-2013/274

    C.. A.. tarafından açılan mirasçılık belgesi istemiyle açılan davanın kabulüne dair İstanbul 18. Sulh Hukuk Mahkemesi"nden verilen 18.04.2013 gün ve 213/274 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Talep; mirası ret hususu gözetilerek mirasçılık belgesi verilmesine ilişkindir.
    Talepte bulunan C.. A.., mirasbırakanı (babası) M.. A.."in 31.12.1997 tarihinde öldüğünü kendisi de dahil olmak üzere en yakın mirasçılarının tamamının mirası reddettiklerini; ancak kendisinin daha sonra ret beyanından döndüğünü ve mahkemeden aldığı ilamla ilgili mirası ret işlemini iptal ettirdiğini ileri sürerek; mirası reddeden mirasçıların ve bunlara ait payların durumunu gösterecek şekilde mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; nüfus kayıtları ve bir kısım mirasçıların mirası retddetmelerine ilişkin beyanları ile talepde bulunanın mirası ret beyanının iptaline ilişkin mahkeme kararları değerlendirilerek; mirasın tamamı (16) pay kabul edilerek, ret gözönüne alınmaksızın (4) payının oğlu Cüneyt"e, (4) payının kızı Ceyda"ya (2) payının kendinden önce olan oğlu T."ın çocuğu T.’a, (2) payının kendinden önce olan oğlu T."ın çocuğu T.ya, (1) payının kendinden sonra olan oğlu L. C."nin eşi N."a, (3) payının kendinden sonra olan oğlu L. C."nin çocuğu Pamir’e aidiyeti ile yasal mirasçılarının bu kişiler olduğuna karar verilmiş; yasal mirasçılardan L. C. C. T. ve Tunç"un mirası reddetmiş oldukları belirtilerek; bu reddin hukuki sonuçlarının terekenin paylaştırılması sırasında dikkate alınmasına işaret edilmiştir.
    Talepte bulunan, verilen mirasçılık belgesinde mirası reddedenlerin miras paylarının akıbetinin gösterilmemesi sebebiyle, mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazın tapudan intikalini sağlayamadığını mirasçılık belgesinin bu payların akıbetini gösterir şekilde düzenlenmesi gerektiğini, kararın bu yönüyle hatalı olduğunu belirterek; kararı temyiz etmiştir.
    Mirasçılık belgesi verilmesi hususu Türk Medeni Kanunu (TMK)"nun 598.maddesinde düzenlenmiştir. Mirasçılık belgesi, aksi ispat edilinceye kadar, adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturur. Bu belge; mirasbırakanla mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahiptir. Bu nedenlerle; mirası reddeden (TMK.m.605/1) mirasçı veya mirasçılar varsa düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin (kime kalacağının)"da gösterilmesi gerekir. Bu bakımdan; verilen mirasçılık belgesinde yasal mirasçılar ile bunların miras paylarının gösterilmesi yerinde ise de; “mirası reddin hukuki sonuçlarının terekenin paylaştırılmasında dikkate alınmasına" şeklindeki kabul hatalı olmuştur.
    Yasal mirasçılar L. C., C. ve T. 1998 yılında mirası reddettiklerine göre; o tarihte yürürlükte olan Türk Kanuni Medenisi (eMK)"nin 551/1. Maddesindeki, “...vefat edenin mirasçılarından birisi mirası reddederse bunun hissesi murisin vefatında hayatta değil imiş gibi diğer mirasçılara intikal eder...” hükmü uyarınca; mirası reddenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şeklinin kararda gösterilmesi gerekir. Bu hüküm karşısında, mirası reddeden mirasçılardan L. C., babasından önce ölmüş gibi değerlendirileceğinden, eşi Nuray, ret olmasaydı yasal mirasçı olacağı halde, redden sonra mirasın açılması tarihinden geçerli olarak mirasçılık sıfatını kaybadecek ve L. C.’ ye ait miras payı tamamen mirası reddetmeyen oğlu Pamir’e geçmiş olacaktır. Sonuç olarak mahkemece, temyize konu kararda olduğu gibi, ret durumu yokmuş gibi yasal mirasçılar ve miras payları gösterildikten ve mirası reddeden mirasçılar işaret edildikten sonra; mirası reddeden mirasçılar gözönüne alındığında mahkemece; “ yasal mirasçılar C.. A.., T. A. T. A.ve N.A.’in, mirası ret durumu nedeniyle mirasbırakan M.. A..’in yasal mirasçısı sıfatını kaybetmiş olduklarının ve bunların miras payının diğer mirasçılar C.. A.. ve P. A.’e intikal etmiş olduğunun; böylece M.. A.."in mirasının tamamının (2) pay kabul edilerek (1) payının oğlu C.. A..’e, (1) payının torunu P. A.’e intikal edeceğinin belirtilmesine ” şeklinde karar oluşturulması gerekir. Bu nedenlerle temyiz edilen kararın, açıklanan şekilde karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen nedenlerle kararının 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 20.03.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Davacı vekili, hasımsız olarak açtığı harcı alınan dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin miras bırakanı M.. A..’in 1997 yılında öldüğünü, murisin davacı dahil tüm mirasçılarının mirası ret ettiklerini, buna ilişkin kararların dosyasında bulunduğunu, fakat, vekil edeninin mahkeme kararıyla mirasın reddi kararını iptal ettirdiğini bu durumda, davacının mirasçılığının devam ettiğinden muris M.. A..’in mirasçılarının miras paylarının tespit edilerek mirasçılık belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, miras bırakan M.. A..’in mirasının toplam 16 pay kabul edilerek buna göre; 4 payının oğlu (davacı) C.. A..’e, 4 payının kızı C.. A..’a, 2 payının torunu T. A.’e, 2 payının torunu T. A.’e, 1 payının gelini N. A.e ve 3 payının torunu P.A."e aidiyetine, İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 1998/163-298 Esas ve Karar sayılı kararıyla mirasçılar L.. A.., C.. A.., S. A. ve T. A.’in yine İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 1999/137-618 Esas ve Karar sayılı kararıyla T. A.’in miras bırakan M.. A..’in mirasını reddettiklerinden reddin hukuki sonuçlarının terekenin paylaştırılması sırasında dikkate alınmasına kararı verilmiştir.
    Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından dilekçesinde yazılı sebeplerle düzeltilerek onanma talebiyle temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2.6.1999 tarih 1999/137-618 esas ve karar sayılı hasımsız, mirasın reddine ilişkin onaylı karar fotokopisi dosyadadır. Davacının T. A., miras bırakanın: M.. A.. olduğu, davacının mirası kayıtsız şartsız reddettiğinden bu talebin tesciline karar verilmesini istendiği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi"nin hükmüne uyulan bozma kararından sonra mahkemece davanın kabulüne, 31.12.1997 tarihinde ölen muris M.. A..’den davacıya intikal eden terekeyi kayıtsız şartsız red ettiğinin tesciline kararı verildiği bu kararın temyiz edilmeksizin 21.06.1999 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 10.06.1998 tarih 1998/163-298 Esas ve Karar sayılı hasımsız, davacıları L.. A.., C.. A.., S. A. ve T. A. olan karar fotokopisi dosyadadır. Davacılar vekili, davacıların ortak miras bırakanı M.. A..’in 31.12.1997 tarihinde ölmesi üzerine terekesini kayıtsız, şartsız red ettiklerini talep etmişlerdir. Mahkemece davacıların taleplerinin kabulüne, davacıların muris M. C. A."in terekesini kayıtsız şartsız red ettiklerinin tesciline karar verilmiştir. İş bu karar 30.06.1998 tarihinde kesinleşmiştir.
    İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 23.11.2005 tarihli 2005/381-524 Esas ve Karar sayılı hasımsız açılan mirasın reddine ilişkin karar sureti dosyadadır. Davacının P. A., miras bırakanının M.. A.. olduğu, mahkemece muristen intikal eden mirasın mirasçısı C.. A.. dışındaki diğer yasal mirasçılar tarafından reddedildiği, C.. A.."in tek mirasçı olduğu, davacı Pamir’in mirasçı olmaması nedeniyle mirasın resmi tasfiyesine gerek bulunmadığı anlaşıldığından Tuzla Asliye Hukuku Mahkemesi"nin 04.06.2003 gün 2003/509-443 Esas ve Karar sayılı kararı dikkate alınarak bu davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği temyiz edilmekle Yargıtay 2. Hukuk Dairesi"nin 01.05.2006 tarih 2005/21555 Esas, 2006/6620 Karar sayılı ilamıyla onandığı ve 07.06.2006 tarihinde kesinleştiği şerh edilmiştir. Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 4.6.2003 tarih 2//3/509-443 esas ve karar sayılı, hasımsız, açılan davacısı C.A. olan onaylı karar sureti dosyadadır. Miras bırakan: M.. A..in 1997 yılında murisin borç batağı içinde olduğu gösterilerek diğer kardeşleri ile birlikte 1998 yılında mirasın reddine kararı alındığı, fakat, davacının bizzat yargılamaya girmediği önceki yargılamada kendisini temsil eden avukatın reddi miras konusunda özel vekaletnamesi olmadığı, bu nedenlerle reddi miras kararının iptaline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Mahkemece, davanın kabulüne, İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2003/168-223 Esas ve Karar sayılı karardaki davacı C.. A.."in reddi miras kararının bu davacı yönünden kaldırılmasına kararı verildiği, kararın 06.06.2003 tarihinde temyizden feragat edilmekle kesinleştirildiği belirlenmiştir. Nüfus Aile kayıt tabloları dosya içerisindedir.
    Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık davacının yukarıda değinilen hasımsız mirasın reddi kararıyla muristen intikal eden mirası
    kayıtsız şartsız reddetmesinden sonra yine az yukarıda değinilen hasımsız Asliye Hukuk Mahkemesi"nin kararıyla reddi miras kararının iptal edilmesi sonucunda miras bırakan M.. A.."in mirasçılarını gösterir veraset belgesinde mirası reddeden kişilerin ve mirasçının paylarının gösterilip gösterilemeyeceği veya temyize konu kararda yazılı olduğu üzere belirtilen kısmın resmi makamlarda işleme esas alınıp alınmayacağında toplanmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi"nin yerleşmiş içtihatları yerel mahkemenin temyize konu kararında belirtildiği üzeredir. Ancak, böyle bir kararın kamu kuruluşlarında, özellikle de mirasın intikal işlemlerinin yapıldığı Tapu Müdürlüklerinde infaz kabiliyetinin bulunmadığı yada infazda güçlükler yaşandığı bilinen vakalardandır. Mahkemelerin bir görevi de anlaşılır, infaza elverişli tereddüte mahal bırakmayacak açık, somut kararlar vermektir.
    Tüm bunlardan anlaşıldığı üzere ve özellikle bir örneği dosyada bulunan HGK"nun 12.10.2011 tarih 2011/13-697-610 Esas ve Karar sayılı kararında yazılı olduğu gibi mirası reddeden kişilerin miras paylarının mirası reddetmeyen diğer mirasçılara paylaştırılmak suretiyle veraset belgesi düzenlenmesi gerekmektedir.
    Hal böyle olunca yasal mirasçılar C.. A.., T. A. T. A. ve N. A.’in mirası red durumu nedeniyle miras bırakan M.. A..’in yasal mirasçı sıfatını kaybetmiş olduklarından bunların miras payının öteki mirasçılar C.. A.. ve P. A.’e intikal etmiş olması nedeniyle kök miras bırakan İsa ve Nuriyeden olma 19.01.1914 doğum tarihli M.. A..’in mirasının toplam 2 pay kabul edilerek 1 payını (davacı oğlu) C.. A..’e, 1 payının (torunu) P. A.’e aidiyetine biçiminde karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere ve infaz kabiliyeti bulunmayacak şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Açıkladığım nedenlerle, Dairenin sayın çoğunluğunca benimsenen gerekçelerle ve karar kapsamına yukarıda açıkladığım ve dosyası kapsamında bulunan maddi delillerle örtüşen karşı oy yazısında yazılı nedenlerle bozmada oybirliğiyle gerekçede farklı olarak katılamıyorum. Mahalli mahkeme kararına bu nedenlerle ve gerekçelerle bozulması gerektiği kanaatindeyim. 20.03.2014



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi