Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6831
Karar No: 2014/4778
Karar Tarihi: 20.03.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/6831 Esas 2014/4778 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/6831 E.  ,  2014/4778 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gölmarmara (Kapatılan) Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 05/03/2009
    NUMARASI : 2006/79-2009/35

    M.. T.. ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Gölmarmara (Kapatılan) Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 05.03.2009 gün ve 79/35 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, 270 ve 567 parsellerin ½ paylarının annelerinden intikalen vekil edenlerinin mülkiyetinde iken kısa süre önce satıldığını, ½ paylarının ise O.. M.. adına kayıtlı olup, taşınmazların davasız ve aralıksız malik sıfatıyla zilyet olarak 40 seneden beri kullanıldığını, ½ pay maliki O.. M..’nın kim olduğunun tapu kütüğünden anlaşılamadığını açıklayarak, TMK’nun 713/2. m."de ifadesini bulan “malikinin kim olduğunun bilinmemesi” nedeniyle ½ payların iptali ile vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Kayıt maliki O.. M.. dava dilekçesinde davalı gösterilmiş, adına herhangi bir tebligat çıkartılmamıştır.
    Davalı Hazine vekili, tapu malikinin mirasçılarının araştırılmasını, nizalı taşınmazın mer’a olduğunu açıklamıştır.
    Mahkemece, davaya konu pay malikinin nüfus kaydının çıkarılamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 270 ve 567 parsellerin O.. M.. adına kayıtlı ½ paylarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu ..parsel 22 h. 6250 m2 yüzölçümüyle, 270 parsel ise 5 h. 6600 m2 yüzölçümüyle hükmen 20.01.1959 tarihinde ½ paylarla N.T. ile O.. M.. adına tescil edilmiş, Nazire payları 01.05.2000 tarihinde mirasçıları davacı M. ve İ.. T..’ya intikalle, 14.02.2005 tarihinde dava dışı 3. şahsa satış yoluyla devredilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK"nun 713/2. fıkrasında yer alan “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” hukuki sebebine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davası olup; kural olarak tapu iptali ve tescil davalarında dava kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise, saptanacak mirasçılarına yöneltilerek açılır. TMK"nun 713/2. maddesi uyarınca açılan tapu iptali ve tescil davalarında, taraf teşkilinin yargılama sırasında yerine getirilmesi de mümkündür. Çünkü bu tür davalar kamu düzeni ağırlıklı davalar olup, bir bakıma re’sen araştırma ve inceleme ilkesine tabi bulunmaktadırlar. Davada taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulamaz (HGK"nun 22.02.2012 Tarih, 2011/8-763 E. 2012/85 sayılı kararı) TMK"nun 713/2. maddesinde belirtilen hukuki sebeplerden birine dayanılarak açılan davalarda, bu tür davaların niteliği ve özelliği gereği husumetin yargılama sırasında tamamlanması mümkündür.
    Bilindiği üzere, bir davanın görülebilmesi için öncelikle davada taraf teşkilinin sağlanması gereklidir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden haberdar edilmesiyle mümkün olur. HUMK"nun 73. maddesinde; “Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde Hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez,” denilmektedir. Madde metninde açıkça görüldüğü üzere taraflar, yöntemine uygun bir biçimde davet edilmedikçe Mahkemece karar verilemez. Aynı durum Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun 27. maddesinde de; “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler” amir hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddede yer alan “hukuki dinlenilme hakkı" tabiriyle 73. maddesindeki durum ifade edilmiştir. Bu hak, Anayasa"nın 36. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Bu hak iddia ve savunma hakkı olarak da bilinse iddia ve savunma hakkından daha geniş ve daha üst bir kavram olarak nitelendirilmektedir.
    Davada taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Öyleyse mahkemece yapılacak iş; davalı O.. M..’nın tebligata yarar adresinin usulünce araştırılarak tespiti ile bu adrese, ölmüş ise mirasçılarına, olmazsa gerektiğinde ilanen olmak üzere başta dava dilekçesi olmak üzere tüm tebligatların yapılması ondan sonra işin esasına girilerek hüküm kurulması olmalıdır. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, Mahkemece kendiliğinden gözönünde tutulur.
    Öte yandan işin esasına gelince; Malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması hali taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkânsız olmasıdır (HGK"nun 10.4.1991 tarih 1991/8-51 Esas, 194 Karar sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden, gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılabilir. Somut olayda, uyuşmazlık konusu parsellere ait kadastro tutanakları, varsa tespite dayanak belgeleriyle birlikte ve hüküm dosyaları getirtilmemiş, malikin kim olduğunun anlaşılıp anlaşılamadığı belirlenmemiştir. Öncelikle bu hususun değerlendirilmesi, malikin kim olduğunun anlaşılamadığının belirlenmesi halinde, zilyetlik koşullarının tartışılması gerekir.
    Dosya arasında bulunan .. parselin tapu kaydının nitelik bölümünde mer’a ibaresi yazılıdır. Keşifde dinlenen yerel bilirkişi nizalı taşınmazın bir kısmının boş ve taşlık olduğunu bildirmiştir. Mahkemece toplanan delillere göre davacı taraf lehine kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesi ile kabule karar verilmiş ise de, zilyetlik koşulları yönünden yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye yeterli değildir. TMK’nun 713/2. maddesi gereği mülkiyetin kazanılabilmesi için gereken koşullardan biri de zilyet olunduğunun ispatlanmasıdır. Davacı tarafın zilyetliğinin belirlenmesi, zilyetliğin niteliği ve ekonomik amaca uygun olup olmadığı, taşınmazın tamamı mı yoksa bir kısmı üzerinde mi zilyet olunduğu konularında tereddüt oluşmuş, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının da denetlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Mahalli bilirkişi ve tanık beyanları soyut ifadeler içerdiğine göre, davacıların zilyetliği ile bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının iddia edilen zilyetlik başlangıç tarihinden sonraki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak, davacı tarafın dava tarihinden önce 20 yılı aşkın kesintisiz zilyetliğinin ve niteliğinin belirlenmesi için dava tarihinden geriye doğru 5 veya 10’ar yıllık dönemler itibariyle dava konusu taşınmazların tescil tarihine kadar taşınmazları çevresi ile birlikte gösteren stereoskopik hava fotoğraflarının, bundan ayrı aynı dönemlere ilişkin memleket haritaları, zilyetliğin niteliğini belirlemeye yarayacak niteliğe sahip kadastro paftası, imar planı ve benzeri tüm uygulama imkanı bulunan haritaların bulundukları yerlerden ve gerekirse taraflardan da istenerek dosyaya getirtilmesi gerekir. Ondan sonra mahkemece yapılacak iş; yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların HMK"nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmaları, aynı Kanun"un 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenmesi, dava konusu taşınmazların niteliği, taşınmazlar üzerinde tarımsal ekonomik amacına uygun zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve dava tarihine kadar kim tarafından ne şekilde, ne kadarlık kısım üzerinde sürdürüldüğü, tarımsal amaç dışında taşınmazlarda herhangi bir kullanımın bulunup bulunmadığı hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı şekilde sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde HMK"nun 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılması, aynı keşifte daha önceden keşfe iştirak etmeyenler arasından resen belirlenecek ziraat mühendisi, harita kadastro mühendisi ile jeodezi ve fotoğrametri mühendislerinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle yukarıdaki açıklamalar gereğince iki ayrı tarihte çekilmiş dava tarihi 2006 yılı öncesinde 5-10’ar yıllık belirli dönemleri içeren stereoskopik çift hava fotoğrafının bulunup bulunmadığı usulüne uygun şekilde Harita Genel Komutanlığı"ndan, fotoplan, fotoğrametrik ve fotometrik paftaların ise İl Kadastro Müdürlüğü"nden getirtilmesi, uzman ziraat mühendisi bilirkişi aracılığı ile gerek dava konusu taşınmazların gerek komşu taşınmazların değişik yerlerinden çukurlar açtırılarak, toprak numuneleri aldırması, laboratuar ortamında toprak analizleri yaptırılması, az yukarıda belirtilen ve dosya arasına getirtilecek diğer tüm haritaların keşifte uygulaması yaptırılarak taşınmazların niteliği ve kullanım süresinin, ne kadar kısmının ne zaman kullanılmaya başladığının, kullanımın halen devam edip etmediğinin, çevre taşınmazlarla benzer ve ayrılan özelliklerinin, sebeplerinin belirlenmesine çalışılması, tanık ve yerel bilirkişi sözlerinin bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmazların niteliği ve tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ile süresinin ayrı ayrı tespit edilmesi, bu tespitlerin haritalar üzerinde çevresi ile birlikte taşınmazları ve anlatılan uygulamaları da içerir şekilde gösterilmesidir.
    Bundan ayrı, taşınmazlar ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları bir fotoğrafçı aracılığıyla çektirilip, mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulması gerekmektedir. Mahkemece bu araştırma ve incelemeler yapılarak davacı tarafın zilyetliğinin taşınmazların tamamı mı, bir kısmı üzerinde mi, ekonomik amaca uygun ve sürekli olup olmadığının belirlenmesi ve diğer koşullar da gözetilip tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Kabule göre de; davacılardan İ.. T.. yargılama aşamasında 12.01.2007 tarihinde ölmüş, mirasçıları davaya devam etmiştir. Tapu kütüğünün düzgün tutulması kamu düzenine ilişkin hususlardan olup, hüküm fıkrasında adı geçen davacının mirasçılarından F.. K..’ya pay verilmeksizin ve iptal edilen paylardan 3/96 pay için belirleme yapılmaksızın karar verilmesi doğru değildir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi