14. Hukuk Dairesi 2018/5087 E. , 2020/233 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.04.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesine dayanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davacılar vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, 3668 ada 1 parsel sayılı taşınmazda müvekkillerinin murisi ... adına düzenlenen 10.08.1988 tarihli 400 m2 miktarlı tapu tahsis belgesine dayanarak, tahsis miktarı kadar tapu kaydının iptali ile, taşınmazı fiilen kullanan mirasçılardan davacılar ..., ..., ... adına tesciline, 3673 ada 1 parsel sayılı taşınmazda muris ... adına düzenlenen 10.08.1988 tarihli 300 m2 miktarlı tapu tahsis belgesine dayanarak, tahsis miktarı kadar tapu kaydının iptali ile, taşınmazı fiilen kullanan mirasçılardan davacılar ... ve ... adına tesciline, 3680 ada 1 parsel sayılı taşınmazda muris ... adına düzenlenen 10.08.1988 tarihli 400 m2 miktarlı tapu tahsis belgesine dayanarak, tahsis miktarı kadar tapu kaydının iptali ile, mirasçılar adına payları oranında tesciline, davacı ... adına düzenlenen 16.11.1984 tarihli 400 m2 miktarlı tapu tahsis belgesi ve ... (...) adına düzenlenen 16.11.1984 tarihli 400 m2 miktarlı tapu tahsis belgesinin 519 parsel sayılı taşınmaz için düzenlenmiş ise de gece konduların fiilen 521 parsel sayılı taşınmaz sınırları içerisinde kaldığını ileri sürerek, 521 parsel sayılı taşınmazın 800 m2"lik kısmının iptali ile 400 m2"sinin davacı ... adına, 400 m2"sinin ise ... (...) adına tesciline, bu taleplerinin kabul olmaması halinde; 4706 sayılı Yasaya göre bedeli karşılığında 3673 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile, ... ve ... adına tesciline, 3668 ada 1 parsel sayılı taşınmazda yapıların bulunduğu ve paftasında ayrık olarak gösterilen alanın tespiti ile bu alanın tapu kaydının iptali ile, taşınmazı fiilen kullanan mirasçılardan davacılar ..., ... ve ... adına tesciline, 3680 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 400 m2"sinin iptali ile, ... mirasçıları adına tesciline, 519 ve 521 parsel sayılı taşınmazlarda ve bir kısım tescil harici alanda davacı ... ... (...) ve ...’ın kullanımında olan yerlerin tespiti ile tapu tahsis belgesine ilişkin taleplerinin kabulü halinde dahi tahsis miktarı dışında kalan alanların bu davacılar adlarına tesciline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, kurumlarına müracaat halinde yasa uyarınca sahiplik araştırması yapılarak gerekli tapuların verildiğini, herhangi bir müracaat olmadan davanın açıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Hazine vekili, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davacılar ... ve kardeşlerinin 3673 ada 1 parsele yönelik taleplerinin kabulüne, 890 m2 yüzölçümlü 3673 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 300/890 oranında iptali ile; 60/890 pay oranında davacı ..., ..., ... ..., ... adlarına tesciline, 590/890 payının davalı ... adına bırakılmasına, bu davacıların 3668 ada 1 parsele yönelik istemlerinin reddine,
Davacılar ... mirasçılarının 3680 ada 1 parsele yönelik taleplerinin kabulüne; 4040 m2 yüzölçümlü 3680 ada 1 parselin tapu kaydının 795/8080 oranında iptali ile; 200/8080 payının davacı ..., 85/8080 pay oranında davacı ... (...), ... (...), ..., ... (...), ..., ... (...), ... adlarına tesciline, 7285/8080 payının ... adına bırakılmasına, davacılardan ... (...) ve ...’ın istemlerinin reddine, karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı hazine vekili, temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılama, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacılar vekilinin tüm, davalı ... vekili ve davalı hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir
2-Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
-Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
-İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
-Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
-Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
-Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
-Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Mahkemece bir kısım davacıların, tapu tahsis belgesine dayanan tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkin dava konusu 3673 ada 1 ve 3680 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava tarihi itibari ile dava konusu taşınmazlara ilişkin imar uygulaması yapılmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için tahsise konu taşınmazların 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması gerekmektedir.
Her dava, dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmeli ve bu şartlar gözetilerek hüküm kurulmalıdır. Dava açıldığı tarihte tahsise konu taşınmazların bulunduğu bölgede henüz imar uygulamasının yapılmadığı gözetilmeksizin tescil isteğinin kabulü için yasal koşullar oluşmadan istemin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davalı ... vekilinin tahsise konu arsa bedelinin ödenmediğini savunduğuna göre, ödeme eyleminin ispatının davacının üzerinde olduğu gözetilerek arsa bedelinin ödendiği ispat edilememesi durumunda, yukarıda açıklandığı gibi araştırma ve inceleme yapılmaması,
Hazine aleyhine bir hüküm kurulmadığı halde, hükmün; 5. maddesinde yargılama giderlerinin, 7. maddesinde vekalet ücretinin, davalılardan alınmasına şeklinde karar verilerek hazinenin yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması,
Tescil isteminin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, dava konusu tapu tahsis belgesinde belirtilen miktardan tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık kesintisi düşüldükten sonra kalan miktar esas alınmak suretiyle bu miktarın tapu kaydına tekabül eden pay miktarı belirlenerek, bu orandaki payın iptali ile hak sahipleri adına tesciline, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken bu hususun dikkate alınmaması da doğru görülmemiş, açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı ... vekili ve davalı hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bent uyarınca davalı ... vekili ve davalı hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.01.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.