10. Ceza Dairesi 2013/9439 E. , 2014/1054 K.
"İçtihat Metni"Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki kamu davasının reddine ilişkin ... Sulh Ceza Mahkemesi"nce 17.04.2013 tarihinde 2013/69 esas ve 2013/309 karar sayı ile verilen hükmün kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 03.07.2013 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
... Sulh Ceza Mahkemesi"nce, sanık hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesi"nce 28.03.2006 tarihinde 2004/277 esas ve 2006/141 karar sayı ile hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, sanığın test sonucunda uyuşturucu tespit edildiğinin belirtilmesi nedeniyle açılan kamu davasının, sanık hakkında kararı ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin verdiği, mahkemenin kurduğu hükme göre, TCK"nın 191/5. maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbirine aykırı davranıldığında yargılamaya devam olunacağı, yeni dava konusu olamayacağı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «Dosya kapsamına göre, ... Sulh Ceza Mahkemesince, sanık hakkında, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 28/03/2006 tarihli ve 2004/277 esas, 2006/141 sayılı kararıyla denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, tedavi aşamasında sanığın test sonucunda yeniden uyuşturucu madde kullandığının tespit edilmesi üzerine ihbarda bulunulduğundan bahisle kamu davası açılmıştır. Sanık hakkında kararı veren mahkemenin ... Ağır Ceza Mahkemesi olduğu, mahkemenin kurduğu hükme göre TCK"nun 191/5. maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbirine aykırı davranıldığından yargılamaya devam olunacağı, yeni dava konusu olamayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ise de; sanığın uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan yapılan yargılama neticesi verilen denetimli serbestlik süresi içerisinde yeniden uyuşturucu veya madde kullanmasının ayrıca suç oluşturması karşısında, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, belirtilen hükmün bozulması istenmiştir.
5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK"nın 310. maddesinin 3. fıkrasında; “Sulh mahkemelerinin temyizi kabil kararları, yargı çevresi içinde bulundukları asliye ve ağır ceza mahkemeleri nezdindeki Cumhuriyet savcıları tarafından, tefhim tarihinden itibaren bir ay içinde temyiz edilebilir” hükmü öngörülmüştür.
Dosya kapsamına göre, kanun yararına bozma isteğine konu ... Sulh Ceza Mahkemesi"nce verilen davanın reddine ilişkin hükmün 17.04.2013 tarihinde tefhim edilmesi, ... Cumhuriyet savcısı"nın kanun yararına bozma isteğine ilişkin dilekçesinin ise 07.05.2013 tarihli olması karşısında; Cumhuriyet savcısının 07.05.2013 tarihli dilekçesinin süresinde yapılmış bir temyiz başvurusu niteliğinde olduğu anlaşıldığından, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin (1). fıkrası uyarınca, ancak temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ya da hükümler hakkında kanun yararına bozma yoluna başvurulabilmesi karşısında; yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin incelenmesi için Yargıtay"a gönderilmesi sağlanmak üzere, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile Mahkemesine İADESİNE, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.